|
|
Ancak Japon intihar eder
İletişim uzmanı Ali Saydam, 25.07.2004 tarihli SABAH gazetesinde Pamukova'da vuku bulan "hızlandırılmış tren" kazasını kendi uzmanlık alanının verileriyle yorumlarken hükümeti idare edenlere olduğu kadar, doğallıkla idare edilen bizlere, yani yurttaşlara da yararlı ve geleceğe ilişkin önemli dersler veriyordu. Saydam'ın yazısı arasına sıkıştırdığı "Japon yöneticiler bu durumlarda harakiri yapıyor" cümlesi, bana on yıl kadar önce, SABAH gazetesinin bir manşet haberini hatırlattı. Yazımına da katkıda bulunduğum için hatırlıyorum, haber özetle şöyle idi: Japonya semalarında uçuş yapan yerel bir havayolu şirketinin uçağı düşer. Kazada yüze yakın yolcu ölmüştür. Uçak şirketinin müdürü Japon, kazada kendi kusuru da olduğunu düşünür. Ardından on yıl kadar bir sürede kazada ölenlerin ailelerini arayıp bulacak ve hepsinden tek tek özür diledikten sonra da harakiri yapacaktır. Fatura kime çıkacak? Ankara'dan yazan bir okurumuz da İspanya'da yaşanan bir istifa olayını hatırlatıyor. İspanya'da yaklaşık 130 yıllık bir köprü bilinmez bir nedenle yıkılır. İlgili bakan, köprünün yıkılmasında zerre kadar sorumluluk sahibi değildir, çünkü o doğmadan yapılmıştır bu köprü... Ama bakan şerefini ayak altında bırakmamak için derhal istifa yolunu seçecektir. Okurumuzun bundan sonra olayın gelişimi üzerine öngörüsü ise şöyle: "Fatura makiniste ve hatta kondüktöre çıkacak. Ölenlere (!) ve yakınlarına tazminat ödenecek, hızlandırılmış tren projesi de bir süreliğine (bu süre bir milletin bir faciayı unutma süresidir, Fransa, A.B.D gibi ülkeler için bu süre sonsuz olup Türkiye, Samoa Adaları gibi ülkeler için azami bir aydır) rafa kaldırılacaktır." Elbette, kamuoyu bu facianın sorumlularından Japon gibi harakiri yapmasını değil, İspanyol bakan misali istifa müessesesinin çalıştırılmasını beklemektedir. Bu konuda da haklıdır, hak bunu gerektirmektedir çünkü...
|