| |
Kapanmayan hesap
"Hukuka en çok ben saygı duyuyorum. Çünkü ne yapmak istiyorsam, önce onunla ilgili kanun çıkarıyorum. Böylece yaptığım her iş yasal kılıfa bürünmüş oluyor." Bu "müthiş" hukuk anlayışını taşıyanlar günümüzde epeyce olsa da, biz Enver Paşa'dan söz ediyoruz. İkinci Balkan Savaşı'nda Edirne'yi kurtarınca bir anda kahraman olan, peşpeşe terfilerle kısa sürede paşalığa yükselen Enver Paşa'dan. Paşa olunca Sadrazam Said Halim Paşa'ya gidip "Harbiye Nazırlığı'nı ve başkumandan vekilliğini istiyorum" demişti. Şaşkınlıktan küçük dilini yutacak hale gelen Sadrazam, bu dayatmanın nedenini sorunca, tarihe geçen bir cevap vermişti: "Bir Alman kaptandan, Almanya'da herkesin benim Harbiye Nazırı olmamı beklediğini öğrendim." Almanya, Osmanlı'da orduya hakim olan gücün imparatorluğa da hakim olacağını fark etmiş ve genç subay kuşağına yatırım yapmıştı. Enver Paşa işte o kuşaktan öne çıkmıştı. Prusya disiplini ile yetişen Enver Paşa zirveye yükselince, ülkenin tüm kaynaklarını sunduğu Almanya'nın en önemli müttefiki oldu. Almanya bunun karşılığını, Osmanlı İmparatorluğu yerine Enverland (Enver'in ülkesi) diyerek veriyordu Bu ittifak, sonunda Osmanlı'yı Almanya'nın yanında kaybedileceği baştan belli Birinci Dünya Savaşı'na girmeye ve tarih sahnesinden silinmeye kadar götürdü. Bu satırları Bilgi Üniversitesi'nce yayınlanan Dr. Sacit Kutlu'nun "Didar-ı Hürriyet" (Özgürlüğün Güzel Yüzü) adlı araştırmasından aktardık. Bu harika kitapta Kutlu, kartpostallar eşliğinde İkinci Meşrutiyet'in öyküsünü anlatıyor. Durup dururken Enver Paşa'dan söz etmemizin elbette bir nedeni var. Birinci Dünya Savaşı 90 yıl önce dün başladı. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Veliaht Prensi Arşidük François-Ferdinand ve eşi Sophie, 28 Haziran 1914'te Saraybosna'da Sırp milliyetçilerince kurulmuş "Genç Bosna" örgütü üyesi Gavrilo Princip adlı bir öğrenci tarafından öldürüldü. Avusturya-Macaristan, Sırp hükümetinden suikasti Sırbistan topraklarında da soruşturmak için yetki istedi, ültimatomu reddedilince, 28 Temmuz 1914'te savaş ilan etti. 3 gün sonra Sırplar'ın müttefiki Rusya ordularını Avusturya'ya sürdü. Bunu Almanya'nın 1 Ağustos'ta Rusya'ya, 3 Ağustos'ta da Fransa'ya savaş ilanı izledi. Osmanlı, Alman zırhlıları Goeben ve Breslau'nun Karadeniz'deki Rus limanlarını topa tutmasıyla 29 Ekim 1914'te savaşa girdi. 4 yıl süren Birinci Dünya Savaşı'nda 35 ülke savaştı, 10 milyon kişi öldü.
Ulus devletten birliğe Zehirli gaz, denizaltı, zırhlı araç, uçak gibi silahların ilk kez kullanıldığı savaşın önemli sonuçları şöyle sıralanabilir: 4 imparatorluk (Osmanlı, Almanya, Avusturya-Macaristan ve Rusya) çöktü. Avrupa'da yeni devletler ve ulus devlet kavramı doğdu. Avrupa, üstünlüğü ABD ve Japonya'ya kaptırdı. Ulusal onurları kıran barış anlaşmaları 20 yıl sonraki "rövanş savaşı"nın tohumlarını ekti... Viyana Üniversitesi tarih profesörü Anton Velinka'ya göre Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun dağılması, Orta Avrupa'da demokratik bir federasyon kurulması için son şanstı. Ancak politikacıların yeteneksizliği yüzünden bu şans kullanılamadı. Birçok ulusu biraraya toplama hayali kaldırıldığı raftan AB projesiyle indi. Büyük savaşta birbirlerini boğazlayan ülkeler şimdi AB çatısı altında buluşmuş durumda. Tek eksik Türkiye. Osmanlı olarak Avrupa'ya veda ettiğimiz Avrupa'ya Türkiye olarak biz de dönmedikçe, Birinci Dünya Savaşı dosyası kapanmaz.
|