|
Padişah sarayları nasıl inşa edildi?
|
|
Nurhan Atasoy, bizim TAÇ Vakfı'nın iki ciltlik Beyoğlu Kitabı'nda bugün artık sadece harap izleri mevcud bir hayatı anlatmaya devam ediyor... "Sultan III. Ahmed'in damadı ve sadrazamı Nevşehirli İbrahim Paşa derenin mecrasını değiştirmiştir. Kağıthane Deresi, Kağıthane Karakolu önündeki köprüden itibaren Çadır Köşkü'nin bulunduğu yere kadar 28 metre genişlik ve 1100 metre uzunlukta, daha sonra 'cetvel-i sim', yani gümüş cetvel diye anılacak olan düz bir kanal biçimine sokulmuştur. Derenin suları bu köşkün önünde, kanalın içinde inşa edilmiş iki bendin üzerinden akarak çağlayanlar oluşturuyordu. Su, kasrın duvarlarını yalayarak, büyük bir havuz içinde toplanıyor, orada doğal seyrine bırakılıyordu. Su düzeyini ve miktarını ayarlayabilmek için de su yolu ve dehliz gibi birçok yardımcı eleman inşa edilmiştir. Kanaldaki suyun düzeyi, kanalların içinde yanlardaki sürgü kapaklı menfezlerden ayarlanır, fazla su yan kanallara verilir, istenildiği kadar taşacak suyla da çeşitli güzel görüntüler elde edilirdi. Suyun kenarına, Yirmisekiz Mehmed Çelebi'nin Paris'e elçi olarak gidip gördüğü, anlattığı ve dönüşünde birlikte getirdiği planların etkisinde, ancak Osmanlı zevkine de uygun olan Avrupa tarzında, 1721-22 yıllarında adına 'Sadabad' denilen padişah sarayları ve ricale ait daha nice kasırlar, saraylar inşa edilmiş; bunlar sanki su oyunları ile düzenlenmiş."
|