|
|
|
|
|
Milat olarak kabul edilecek
|
|
Marlon Brando'nun ölümü sinema için büyük bir kayıptır. Sinemada böylesine karizmatik ve hayran kitlesini en azından dört, hatta beş kuşak boyunca böylesine sürdüren bir oyuncu hiç gelmedi. Önce Broadway'i fethetti. Ardından sinemanın parlak genç oyuncusu oldu. Elia Kazan'ın da öğretmenleri arasında bulunduğu ve çağdaş oyunculuğu adeta yeni baştan yaratan "Metod" yöntemini en iyi biçimde uygulayan oyuncu oldu. Elbette zaman içinde yaşlandı ve özellikle inanılmaz biçimde şişmanladı. Ama bizler onu her zaman "Vahşi Hücum", "İhtiras Tramvayı", "Rıhtımlar Üzerinde", "Napolyon'un Sevgilisi" gibi filmlerde canlandırdığı, çevresindeki dünyaya ve onun tüm kurallarına isyan eden, sanki bütün yasaları, kuralları ve gelenekleri yıkmak isteyen öfkeli ve çılgın genç adam olarak hatırlayacağız. Ondan sonra da çok iyi oyuncular geldi ve gelecek. Ama sanıyorum ki Marlon Brando hepsinin ölçüldüğü ve kıyaslandığı en büyük örnek ve en sağlam kriter olarak kalacak. Sinema tarihinde oyunculuk Marlon Brando'dan önce ve sonra diye ikiye ayrılacak.
|
|
|
|
|
|
|
|
|