Parlak bir yarım yıl daha Eurobond'da kayıp TL'den yine yüksek kazanç

Parlak bir yarım yıl daha

2004 yılının ilk yarısını tamamladık. Nisan ve mayıs aylarında dış dünyadan kaynaklanan gelişmelere paralel Türkiye mali piyasalarında ciddi bir dalgalanma yaşandı. Dolar kuru yüzde 20 kadar yükseldi. Bono faizleri yüzde 21'den yüzde 32'ye çıktı. Sonra durulma oldu. Finansal kesimdeki bu sarsıntının reel ekonomiye yansıması çok sınırlı kaldı. Enflasyon mayıs ayından sonra haziran ayında beklentilerin altında çıktı. Yeni açıklanan GSMH rakamları yüzde 12.4 gibi rekor bir büyümeye işaret ediyor. Özel sektör yatırımları başlamış. İhracat canlı. Ekonomi beklenmeyen, tahmin edilmeyen ve hatta istenmeyen ölçüde canlı.
Bugünden başlayarak bir kaç yazıda 2004 yılı ortasında Türkiye ekonomisinin bir fotoğrafını çekip, ikinci yarıda olası gelişmeleri, riskleri ve avantajları irdelemeyi amaçlıyoruz.
Her ayın ilk pazartesi gününü genellikle yatırım araçlarının getirilerine ve gelecekteki seyrine ayırıyoruz. Bu geleneğimizden dolayı 2004 ortasında ekonominin resmini çekmeye mali piyasalardan başlıyoruz.

2003'ün devamı
Ekonomide 2003'te yakalanan parlak tablo, iki aylık kesintiye uğramasına karşılık, bu yılın ilk yarısında devam edince, finansal piyasalarda benzer bir eğilim ortaya çıktı.
* Geçen yıl finansal piyasalarda Irak Savaşı korkusuyla bir büyük dalga yaşandı. Bu yıl ise ABD'nin faiz artırımı mali piyasalarda iki aylık yüksek bir dalgalanma yarattı.
* Tasarruf sahipleri bu dalgalanmaya karşılık yine TL'den kazanmaya, dövizden, altından kaybetmeye devam ettiler.
* Geçen yılın aksine bu yıl hisse senetleri ile eurobondlar kaybettiriyor. n Bu yılın geçen yıldan en önemli farkı gayrimenkul piyasasının 5 yıllık aradan sonra canlanmasıydı. Bu piyasa yeniden para sahiplerinin bir yatırım seçeneği haline geldi.

Dövizde kayıp duruldu
Döviz kurlarındaki hızlı kayıp duruldu. Hatta dolarda küçük ölçekli kazanç bile var. Bir dolar ve 0.77 Euro'dan oluşan döviz sepetinin enflasyondan arındırılmış getirisi yüzde 1.1 düzeyinde. Ancak dövizden kaçış eğilimi sürüyor. Özellikle nisan ve mayıs aylarında kurlardaki yükselme dövizden faize geçmek isteyenler için iyi bir fırsat oldu. Yılbaşında 48.8 milyar dolar olan döviz hesapları yüzde 6 azalmayla 45.9 milyar dolara indi. 3 milyar dolarlık azalma Türk halkının kaybeden taraftan kaçtığının da göstergesi.


İlk yarıya benzer mi?
Yılın ikinci yarısı gayrimenkul piyasası ve yatırım araçları yönünden ilk yarıya benzer biçimde geçebilir mi? Hisse senetlerinde ve dövizde farklı bir eğilim ortaya çıkabilir mi? Bunların nedenini, yılın ikinci yarısını ve mali piyasalardaki eğilimleri belirleyecek olası ekonomik ve siyasi gelişmeleri irdelemeye devam edeceğim.

Sonuç
"Tartışmalarla oyalanırken çoğu zaman fırsat kaçar gider"
Latin Özdeyişi