Her genel af, öğrencilerle geliyor
Öğrenci affı, 1980 sonrasında Türkiye'nin gündemine tam 9 kez girdi. Düzenli bir şekilde 1983 yılından sonra Meclis her iki yılda bir öğrenci affı çıkardı. Son öğrenci affı ise 21 Haziran 2000'de Meclis'ten geçti. Yüksek öğretimde ön lisans, lisans ve üstü okuyan öğrencileri kapsayan yeni bir af, Meclis'te yine tartışılmaya başlandı. Buna, bir süredir TBMM koridorlarında üniversitelerden ilişiği kesilmiş öğrencilerin komisyon üyeleri ve milletvekilleri ile yaptıkları görüşmeler neden oldu. AKP'li milletvekilleri ve parti yöneticileri öğrenci affı konusuna olumlu baktıklarını her defasında ifade etmiş bulunuyor. Bu konuda CHP'nin de ikna edilmesi gerektiğini her aşamada kayda geçiriyorlar. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da geçen hafta partisinin Merkez Yürütme Kurulu toplantısında konu gündeme geldiğinde benzer bir yaklaşım gösterdiği basında yer almıştı. Erdoğan da konu "af" olduğu için bunun Meclis'ten ittifak içinde çıkması gerektiğini belirtmişti. Zaten Meclis'ten bir affın geçmesi için nitelikli çoğunluk olan 330 milletvekilinin oyu ve Cumhurbaşkanı'nın da onayı gerekiyor. AKP bundan dolayı uzlaşı olmadan adım atmak istemiyor.
2000 affının aynısı Sorun ise affın kimleri kapsayacağı noktasında çıkıyor. AKP, öğrencilerin de kendilerine ilettiği metin çerçevesinde 2000 yılında çıkarılan affın aynı metinle Meclis'ten geçmesinin yararlı olacağını düşünüyor. AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz da dün görüştüğü CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol'a benzer öneriyi yineliyor. 21 Haziran 2000 tarihinde Meclis'te kabul edilen öğrenci affı, "Her ne sebeple olursa olsun okulla ilişiği kesilen öğrencilerin" hepsini kapsıyordu. Herhangi bir ayrım getirmiyordu. CHP bugün böyle bir affı kabul etmiyor. Yani, affın herkesi kapsamasına sıcak bakmıyor. Türbanı, dolayısıyla üniversiteye gitmediği için ilişiği kesilmiş olanlara böyle bir hakkın verilmesini doğru bulmadığını dile getiriyor. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol da dünkü sohbetimizde bunu net bir şekilde açıkladı: "Eğer ki türban olayı da bu affın içinde yer alacaksa biz yokuz. Türbanlıya affa izin vermek istemiyoruz..." Oysa 2000 yılında çıkarılan af ile ilgili olarak Meclis tutanaklarına bakıldığında böyle bir karşı çıkışa fazla oranda rastlanmıyor. İlginç olan tarafı ise o tarihte affa en fazla karşı çıkanın dönemin Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu olması. Bostancıoğlu, öğrenci affına, "üniversite öğrencisi ve öğretim üyesi kalitesini olumsuz yönde etkileyeceği" gerekçesiyle karşı çıkıyor. "Kaliteyi oya feda edersek, nasıl AB'ye entegrasyondan söz edebiliriz" diyor. Buna rağmen, partisi DSP liderliğinin bastırması sonucu öğrenci affı yasalaşıyor.
Affın tarihi Bugün tartışılan affı gündeme getirenler de 2000'dekine benzer gerekçelerle Meclis'te umut arıyor. AKP Grup Başkanvekili Kapusuz'un aktardığına göre, af talebiyle karşılarına gelen öğrencilerin çoğunluğu türbandan dolayı üniversite ile ilişkisi kesilenlerden oluşmuyor. Söylediğine göre birçoğu tek dersten sınıfta kaldığı için veya disiplin suçu dolayısıyla üniversiteden atılmış. Kapusuz'a göre, af ile ilgili düzenleme 2000'deki metin esas alınarak hemen çıkarılabilir. CHP'nin bu metne yaklaşımı ise reddedici ve katı... Bu tartışmalara bakıldığında da öğrenci affının 15 Temmuz'da Meclis'in tatile gireceği varsayıldığında bu dönemde gündeme gelmesi zor görülüyor. Bununla birlikte her af söylentisi bir kere çıktı mı, macun gibi tüpe geri sokulamadığı dikkate alındığında sonbaharda Meclis'in gündemine oturacağı da görülüyor. İlginçlik ise her genel af öncesi öğrenci affının çıkıyor olmasında. Geçmişte çıkarılan genel aflara bakıldığında, belki de tesadüf eseri öncesinde hep öğrenci affı çıkarılıyor. Bunu "kader mahkumları", onu da her zaman olduğu gibi Anayasa Mahkemesi kararı ile genel af izliyor. Örneğin, 2000 yılında öğrenci affını, 2002 yılında genel af izledi. Geçmişteki uygulamalarda da ilginç bir şekilde biri diğerini tetikledi. Kürdistan Yurtseverler Birliği lideri Celal Talabani'nin bir süre önce Ankara ziyaretinde, son dönemde de AB ülkelerinden yükselen taleplere de bakıldığında, istense de istenmese de genel affa doğru yine direksiyon kırılıyor...
|