ABD Merkez Bankası (FED) piyasaların beklediği gibi faizleri 0.25 puan artırarak 1.25 yaptı. 4 yıldır süren faiz indirimleri son buldu.
ABD Merkez Bankası'nın (FED) faiz artırma konusunu görüşmek üzere önceki gün başlayan toplantısı dün akşam geç saatlere kadar sürdü. TSİ 21.15'de FED, faizlerde 25 baz puanlık artış yaptığını ve yeni faizin yüzde 1.25 olacağını açıkladı. Geçtiğimiz dört yıl boyunca sürekli faiz indirimlerine tanık olan piyasa böylece bu dönemin ardından ilk faiz artışını yaşamış oldu. Piyasalarda, dün gün boyunca FED'in 1958 yılından bu yana en düşük seviyesinde bulunan faiz oranlarını artırıp artırmayacağından çok, ne kadar artıracağı merak konusuydu. Çünkü herkes bir artırım yaşanacağında hemfikirdi. FED Başkanı Alan Greenspan son dönemdeki konuşmalarında, yapılacak arıtırımların, makul düzeyde ve ölçülü olacağını belirtmişti.
EN DÜŞÜK SEVİYEDE Uzmanlar, ölçülü davranılacağı yönündeki açıklamaları, 25 baz puanlık artış yapılacağı şeklinde yorumluyorlardı. Bu faiz artırımı, FED yetkililerinin, faiz oranlarını uzun dönemli enflasyonsuz büyümeyle daha tutarlı bir düzeye çıkarmak için adım adım yürütülen bir kampanya olmasını umdukları sürecin ilk adımı olarak nitelendiriliyor. FED yetkilileri ekonomik durgunluk, 11 Eylül saldırıları ve bir dizi şirket skandalının hisse senedi piyasaları üzerinde yarattığı baskılara karşı durma çabaları uyarınca ABD Merkez Bankası, Ocak 2001'den başlayarak, 13 adımda faiz oranlarını 1958'den bu yana en düşük seviyesi olan yüzde 1'e çekmişti. Yetkililerin amacı, istihdam piyasasında görülen toparlanmayı desteklemek ve enflasyonun zaten düşük olmasıyla, açık deflasyon ya da fiyatların düşme riskini ortadan kaldırmaktı. Son aylarda, hem istihdamın hem de enflasyonun yükselmesi FED'in faiz artırımına giden yolun kapılarını açmış oldu.
TÜRKİYE NASIL ETKİLENECEK FED'in faiz artırımı en çok gelişmekte olan ülke piyasalarını etkileyecek. ABD'de faizlerin yükselişi sonrasında bu ülkeye fon akışı olacağı ve bu fonların büyük olasılıkla daha riskli olan gelişmekte olan ülke piyasalarından çıkacağı yorumları yapılıyor. Türkiye'nin de aralarında yer aldığı gelişmekte olan ülkelere bir diğer olumsuz etki de dış piyasalardaki borçlanma maliyetlerinin yükselmesi olacak. ABD gibi risksiz bir piyasada daha yüksek getiri imkanı sağlayan fon kaynaklarının gelişmekte olan ülkelere fon transferi için daha yüksek getiri talebinde olacakları, bunun da borçlanma maliyetlerine doğrudan yansıyacağı belirtiliyor. Son dört yıl boyunca düşük faizlerle fon bulabilen ülkeler FED'in faiz artırımından etkilenecekler.