| |
|
|
Anadilde 'resmi' yayın!
Eski Ankara valisi ve belediye başkanı Nevzat Tandoğan'ın (1894- 1946) lafıydı değil mi: "Bu memlekete komünizm gerekiyorsa ve komünizm yararlı bir şeyse onu da biz getiririz, size ne oluyor?" Bizde bürokrasi, toplumdan fena halde korkar. 'Ülke için iyi olanı' sadece kendisinin bildiğini düşünür. Herhangi bir talep karşısında ilk tepkisi 'hayır, mümkün değil' şeklindedir. Derken o talebi ortaya koyanların sesi yükselir. Basınç dayanılmaz dereceye ulaşır. Bunun üzerine ikinci safhaya geçilir: "Eh, peki ama biz yapacağız." Hatırlayın: Bürokratik zihniyete göre Türkiye'de özel televizyonculuk, radyoculuk ve telsiz yayıncılığı mümkün değildi. Maazallah ülke bölünürdü. Peki onca itiş kakıştan sonra ne oldu? Bugün TV kanallarının fazlalığından yakınıyoruz. Kısaca 'anadilde yayın' denilen... Resmi dilimiz olan Türkçe'nin dışındaki dillerde de yayın yapılması... Benzeri bir tavırla karşılandı. Yahu ne gereği var? Elinizde... Trilyonlarca bütçesi olan... Her TV'yi, her radyoyu izleyen... Gerekli gördü- ğünde ceza kesen... O dev bütçe sayesinde her türlü elemanı istihdam eden... En ileri teknolojiyi satın alabilen bir RTÜK yok mu? Bırakın isteyen, istediği dilde yayın yapsın... RTÜK de denetlesin.
|