Orman arazilerinin satışı yeniden gündemde. Başbakan Erdoğan buradan 25 milyar dolarlık bir kaynak beklediğini üstüne basa basa vurguluyor. Böyle bir kaynağın bütçeye yazılmasına IMF şimdiye kadar olur vermedi. Bir itiraz da Ege Cansen'den geldi. Başbakan'ın dediği rakamın 10'da biri yani 2.5 milyar dolar toplanırsa Ege Cansen, İstanbul'un göbeği Taksim'de hozor gibi ötmeyi vaat etti. Sonuçta iki taraftan biri üzülecek. Amacım tartışmaya katılmak değil, öneri getirmek. Başbakan 25 milyar dolar toplanacağına güveniyorsa, bu parayı bütçeye kaydetmesin, doğrudan belediyelere bıraksın. Bırakırken Hazine ve kamuya borçlarını ödeme şartı getirilsin. Bir de Meclis'teki Belediyeler Kanunu Tasarısı ile denetimsiz borçlanmadan vazgeçilsin. 14 milyar $ borç- Bitişikteki tabloda belediyelerin Hazine'ye borçları var. Vadesi geçmiş 8 katrilyon, vadesi gelmemiş 12.6 katrilyon, toplamı 20.6 katrilyon liralık borcun 1.5 milyon liralık kurla dolar karşılığı 13.7 milyar dolar. Yani toplanacak para belediyelerin borçlarına fazlasıyla yeter. Sonuçta belediyeler ihya olur, Hazine 14 milyar dolarlık alacağını tahsil edeceğinden eli iyice rahatlar. Tahkime gitmeye ve bir krizi tetiklemeye gerek kalmaz. İç borç stoku fırlamaz. Piyasalar boşu boşuna karışmaz. Faizler ve kur yükselmez. Neden belediyeler?- Orman arazilerinin satışından elde edilecek gelir neden belediyelere bırakılsın? Birincisi, ilgili olmasından. Tıpkı emlak vergisinde olduğu gibi. İkincisi, belediyelerin borçları için düşünülen tahkimi engellemek için. 1993'de yapılan tahkimin ardından iç borç yüzde 50 arttı ve 1994 krizi yaşandı. Üçüncü ve en önemli nedeni ise şu anda Meclis'te komisyonda olan Belediyeler Kanun Tasarısı'yla belediyelere Hazine izni olmadan tahvil çıkarma yetkisi tanınıyor. Borçlanma limiti bütçenin iki katına çıkıyor. Belediyelere tahvil ve benzeri kağıt çıkartma yetkisi veriliyor. Denetimsiz borçlanma yolu açılıyor.
***
Fatura yine topluma- Sonra belediyelerden alacağını tahsil edemeyecek olan bankalar zor duruma düşerse kaderlerine mi terk edilecek yoksa yeni Kredi Kuruluşları Kanunu'nda yer aldığı şekliyle Merkez Bankası kaynaklarıyla kurtarılacak mı? Banka batırmak kolay olmadığına göre, belediye borçları da eninde sonunda topluma fatura edilecek. Ne tesadüf benzer bir borçlanma kolaylığı mayıs sonunda KİT'lere de tanındı. Şimdi sıra belediyelerde. Bu iki gelişme mali disiplinin gevşetilmesi ve kriz öncesine dönülmesinin yolunu açıyor. Bu yol açılacaksa IMF ile anlaşmaya ne gerek var ki? Sonuç- "Önce günah işler, sonra şeytanı suçlarsın" Afgan Sözü