|
|
Ege yemekleri cenneti
Tire'deki Kaplan Restoran kolay kolay başka bir yerde bulamayacağınız mahalli ot ve sebze spesiyalitelerinin yanı sıra geleneksel keşkek ve Tire köftesini de hoş bir ortamda sunuyor
Yöre mutfaklarına tutkunum. Değil bölgelerin, kentlerin, hatta aynı kentin çeşitli ilçelerinin birbirinden farklı yemekleri olduğunu bilirim ve bu bana heyecan verir. Ancak bir lokantada o spesiyaliteleri tatmak isterseniz, hayal kırıklığına uğrarsınız. Çünkü lokantalar mahalli yemekleri bir türlü benimsemezler.
Sanırım 6-7 yıl önceydi. İzmir'de bulunduğum bir gün, bir yakınım Tire ilçesinde bir lokantanın Ege spesiyalitelerini, özellikle mevsim ot ve sebzeleriyle yapılan yemekleri çok iyi pişirdiğini söyledi. Kalkıp gittik. O gün bugündür, Yolum İzmir'e düştüğünde ya da Selçuk'tan güneye doğru giderken, Kaplan köyündeki bu mütevazı ama yemekleri iddialı lokantaya uğrarım. Zira buradaki mahalli yemek çeşidini Ege'de başka hiçbir lokantada bulamadım. Geçen hafta özel olarak İzmir'den kalkıp, bir süredir gidemediğim Kaplan Dağ Restaurant'ın yolunu tuttum.
İzmir-Aydın otoyolundan Selçuk çıkışında ayrıldık. Gişeler geride kalır kalmaz Tire yolunu işaret eden ok göründü. Sola sapıp, 25 kilometre kadar keyifli bir yolculuktan sonra Tire'ye ulaştık. Hemen Tire girişinde sağa doğru "Kaplan" levhası hedefimize olan son etabı işaret ediyordu. Dört kilometre kadar sonra, Kaplan köyünü ve yeni yapılan birkaç villayı geçtikten sonra, dar köy yolu bitti.
İşte o noktada "Kaplan Dağ Restaurant" levhası da karşımıza çıktı. Asırlık ağaçlarıyla ve tertemiz havasıyla Kaplan dağı orman alanı, restoranın hemen yanından başlıyor. Vaktiniz varsa, yemek öncesi orman içinde kısa bir yürüyüş yapmak pek keyifli oluyor. Ancak fazla zamanınız yoksa, bir an önce lokantaya girip, Tire ovasına tepeden bakan, yan tarafı orman manzaralı restoranda yerinizi almanız ve yemeklerinizi ısmarlamanızda yarar var.
ÇİTLENBİK FİLİZİ NEFİS Kaplan restoran bugünlerde tam bir doğal lezzet şöleni yaşatıyor. Çünkü otların en körpe, en lezzetli olduğu dönem şu sıralar. Nitekim, geçen hafta sonu, Kaplan restoranın menüsü otlar yönünden son derece zengindi. Önce bir tabak içinde kuzukulağı ve iri yapraklı bir tür taze kekik getirildi. Ardından da tabaklar sıralanmaya başladı: Yörede "menengeç" denen çitlenbik filizi salatası, kabak çiçeği dolması, yoğurtlu karışık ot kavurması, kuru börülce piyazı, havuçlu, cevizli ezme, zeytinyağlı yaprak sarma, yoğurtlu ve domates soslu patlıcan kızartma, sızma zeytinyağlı fasulye salatası, yoğurtlu pazı kavurması, közlenmiş soğan salatasıyla, maydanoz, taze soğan, sızma zeytinyağı ve üzerine ufalanmış çökelekle ısırganotu salatası, nefis Tire ekmeğinin eşliğinde uzun yolculuk sırasında düşen kan şekerimizi dengeledi. Çevrenin tadını çıkarmaya başladık. Kaplan restoran Lütfü ve Hürmüz Çakır'ın eseri. Lütfü Çakır, Tireli; eski kimya ve biyoloji öğretmeni.
1990'ların başlarında Görgülü pastanelerinin Tire'de şube açması gündeme geldiğinde, Lütfü Bey pastacılık kurslarına gitmiş. Ancak proje gerçekleşmemiş. Bunun üzerine genç karı koca, 1993'te, köy özel arazisine ait bu piknik yerini uzun vadeli kiralayarak gönül verdikleri yöre yemeklerini en iyi biçimde sunma misyonunu başlatmışlar. Mutfaktan, aslen İstanbullu olan Hürmüz Hanım sorumlu. Her geçen gün spesiyalitelerin sayısını artırıyorlar.
Bugün sıradan bir ot salatasının lezzet dengesi, yanındaki başka bir ot salatasınınkinden daha farklı; kimi biraz daha ekşi ağırlıklı, kiminde otların lezzeti hiç öldürülmeden ön planda. Birkaç salata tattıktan sonra aralarındaki farklı uyumu, dengeyi daha iyi algılıyorsunuz. Yavaş yavaş sıcak yemekler de gelmeye başladı. Ağızda eriyen bir tür puf böreğini andıran patlıcanlı lalengi ya da bölgedeki diğer adıyla patlıcan balığı, yumurtalı sarmaşık kavurması, hem göze hem damağa seslenen içi mantar ve peynirli soğan dolması, kuzu etli şevketibostan ve ardından keşkek. Egeliler, "mükemmel" olarak yorumladılar keşkeği. Nihayet yemeğin as solisti, Tire'nin mahalli spesiyalitesi olan Tire köftesine sıra geldi. Şişte pişirildikten sonra tereyağında çevrilen, domates ve taze biber sosuyla servis edilen Tire köftesi, Anadolu'nun değişik köfte çeşitleri arasında özel bir konuma sahip. Kaplan restoranda bu köftenin de çok başarılı versiyonunu tadabiliyorsunuz.
Nihayet sıra tatlılara geldi. Üzerine Hürmüz Hanım'ın yaptığı ekşi karadut reçeli dökülerek getirilen Tire'nin yağlı ve tuzsuz loru, bence Kaplan'daki tatlılar arasında başyapıt. Ancak taze tulumba tatlısının, üzeri bol cevizli kabak tatlısının, krokanlı cevizin, domates ve karpuz şekerlemelerinin hakkını da teslim etmem gerek. Burada yediğim her yemek özenle bulunup hazırlanmış, özenle servis edilmişti. Kaplan restoranın şarap menüsünde Kavaklıdere ve Doluca ürünlerinin yanı sıra özellikle Ege bölgesi şaraplarını bulmak da bana çok hoş geldi. Kaplan, her gün öğlen ve akşam yemeklerinde servis veriyor. Ancak akşamları saat 21.00'den sonra müşteri almıyorlar. Ayrıca lokantanın ünü mahalli sınırların epey ötesine taştığı için, özellikle hafta sonları önceden rezervasyon yapmakta yarar var.
Deniz Erbil
|