Turizm
Bu sene başlarında yapılan tahminlerin üzerinde bir gelişmeyle karşılaşan turizmciler memnun. Kısa bir Ege turunda yaptığımız tespitlerden hareketle vurgulamak gerekirse, bu seneki rakamlar rahatlıkla 97-98 yıllarını yakalayacak. Ancak, turizmde bu seviyeyi yakalamamız, sadece birkaç aylık sezonla yetinmemiz, doğru değil. Gelen turistleri sayıp, artışından moral bulmak doğru değil. Artık turizmin pazarlanması anlamında bir konsept proje, Türkiye'nin satılması için marka, Anadolu'nun açık hava müzesi olduğunun altını çizebilmek için de yeni vizyonlar ve gayretler gerekiyor. Türkiye'nin Avrupa'dan sonra Rusya pazarıyla tanışmasının sektöre canlılık getirdiğini kimse inkar edemez. Özellikle sıkıntılı geçen son yıllarda Bağımsız Devletler Topluluğu'na (BDT) üye ülkelerden gelen turistler olmasaydı, bu gün bu artış rakamı daha aşağılarda kalabilirdi. İkinci bir pazar haline gelen Rusya'nın, sektörün rakamsal değer tespitlerinde rekabet ortamına katkı sağladığını da unutmamak gerekir. Dolayısıyla Rusya gibi patlama yapabilecek üçüncü ya da yeni pazarlar aranması, ürün gamları geliştirilmesi kaçınılmaz. Kaybedilen Ortadoğu pazarı ve çok düşük profilde turist gönderen Uzakdoğu'nun Anadolu'yla tanışmasının yollarını bizi aramalıyız. Bazı Balkan ülkelerinin hava yolları, Avrupalı şirketlerle aynı teşviklere ve aynı muameleye tabi değil. Bulgaristan üzerinden karayoluyla Türkiye'ye gelen BDT ülke- sine mensup turistler vize problemi nedeniyle bu hattı kullanamıyor. Ancak, havadan gelebilmelerine imkan sağlayacak charter şirketleri de Türk bürokrasisine takılıyor. Güzel bir turistik beldeye her yıl yüz binlerce turist gelir ve o bölge halkı bu sirkülasyonu bir imkan olarak algılayacak yansımaları görmezse, turizmin nesine inansın? İyi tanıtım ve değerinde satış şart. Her şey dahille ucuza satılan Anadolu, birkaç gömlek yukarı çıkmak zorunda. Otel ve tur operatörüyle birlikte bölge esnafı da dövizle yüzleşebilmeli. Kaliteli hizmete parası olan, kültürlü turisti getirebilirsek kısa sürede bu işten ekmek yiyenler de bilinçli hale gelecektir. Aksi taktirde 5 yıldızlı dünyanın dibinde yıldızsız yoksul hayat devam eder, toprak yollarda bu kafayla zor asfalta dönüşür. Bürokrasi değişmeli Hafta sonu Fethiye'de Ece Marina'nın açılışına Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu ve Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen'le birlikte şahitlik ettik. Üç bakan da turizmin ve dahi ülkedeki diğer işlerin yolunda gidebilmesi için en önemli konuyu, bürokrasiyi gündemine almıştı. Şikayetten ziyade nasıl neticeye gidilmesi gerektiğini sorguladılar. Ama ortaya çıkan somut netice yine bürokrasinin değişmesi gerektiği oldu. Fethiye'de marinanın yapımına karşı çıkan epey cephe olmuş. Ancak Fethiye Belediye Başkanı cesur tavrı, ilçesine sağlayacağı faydaya inancı ile probleme sahip çıkarak yatırımcı Celal Ece ile ortak hareket etmesini sağlamış. Karşı durmaların, engellemelerin, bürokrasinin her tarafı için kararlılık şart. Şimdi Fethiye 400 tekne kapasiteli bir yat limanına, hemen yanı başında Ece Saray Oteli'ne sahip. Yakında marinanın yetmediğini görecek olan Fethiyeliler, başka şeyleri de fark edecekler. Maddi refah seviyesi yükselen Fethiye daha güzel hale gelecek, güzelleştikçe de değerlerine talipliler çoğalacak.
|