Telekom müşterisi özel alocu oluyor
Türk Telekom'un özelleştirme tartışmaları devam ederken, telekom piyasasında tekel kaldırılıp liberalleşme sürecine girildi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin'in de bir yargıç olarak dikkat çektiği üzere Türk Telekom'un değeri 20 milyar USD'den zamanında özelleştirme yapılamadığı için çok aşağılara düştü. Özelleştirme İdaresi eski Başkanı Uğur Bayer döneminde yapılan fiyatlandırma çalışmaların az ve düşük bulan bizim gibi köşe sahipleri şimdi tam şaşkına dönmüş durumda olmaları gerekir. Zira Telekom bugünkü haliyle 1 milyar dolara dahi satılamayacağını ileri sürenler var. Bizim tespitlerimiz ise çok daha farklı ayrıntıları ortaya koyuyor. Ulaştırma Bakanlığı, telekom piyasasının liberalleşmesi gerektiğine inanarak Türk Telekom'un özelleştirilmemesini gerekçe göstererek, lisans verilmesini ileri bir tarihe ertelemedi. Bu tablo sektörün gelişmesi için yerinde bir karar, ancak lisans alanlara baktığımızda da farklı bir durum ortaya çıkıyor. Halihazırda Türk Telekom gelirinin yüzde ellisi, Telekom müşterilerinin yüzde beşinden geliyor. Bunların çoğunluğu kurumsal müşteriler. Geriye kalan yüzde 95'lik müşteri pastasında ise küçük çaplı şirketler ve şahıslar bulunuyor. Mayıs'ta telekom piyasası A, B, C tipi lisanslarla liberalleşme sürecine girince sahneye çıkan oyuncuların çoğunluğunun Türk Telekom'un yüzde 5'lik kaymak tabakasına ait müşterileri olduğu meydana çıktı. Sabancı, Koç ve Çukurova holding bunun güzel örneği. Bu tabloya bakınca, geçtiğimiz yıllar Türk Telekom'un özelleştirmesinde müşteri olarak teklifler hazırlayanlar, konsorsiyum kuran büyük guruplar, lisanslar alarak kendi işlerini görmek üzere yola çıktıklarını görüyoruz. Mevcut durum gösteriyor ki içerden birisinin yüksek değerlerle Türk Telekom'u alması söz konusu değil. Dışarıya gelince; Birincisi TÜPRAŞ gibi bir son örnek yabancı sermayenin içeriye girmesinde ürkütücü rol oynayabilir. Ayrıca Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın (ÖİB) acemilikleri sebebiyle aksayan ve duvara çarpan TÜPRAŞ özelleştirilmesinde arka plan- da duran Mümtaz Soysal zihniyeti söz konusu. Ve bu zihniyet özelleştirmelere çomak sokacak etkin yerlerde konuşlanmış durumda. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, bir dönem Türk Telekom'un özelleştirilmesine engel olanlar arasında yer alırken, birileri de neden yeni özelleştirmelere engel olarak prim yapmak istemesin? Telekom piyasasının libarelleşme sürecine girmesiyle 71 firma başvurmuş, 27 firma ise 250 bin Euro lisans teminatı yatırmış. Anlaşılacağı üzere, Türk Telekom'un kısa vadede ve duvara toslamadan özelleştirilmesine inanılmadığı için böyle bir gelişme oldu. İletişim masraflarını ucuza indirmek isteyen holdinglerin elini acele tutarak lisans almasının bir sebebi bu. Diğer nedeni ise 'Telekom Lisans'ında bir kısıtlamanın olmaması. Medya sektöründekilerin bankacı olmasında bir sakınca olmadığı gibi, iletişimci olmasında bir beis görülmüyor. İletişim sektörü herkese açık olarak yoluna devam edeceği yolunda bir izlenim var. Bu sebeple, telefonla en fazla işi olanların, lisans sahibi olmak için uğraş verip hem kendisine hizmet etmeyi hem de müşteri bulmak üzere çalışmayı düşünmeleri doğal. Telekom piyasasında yılda bir buçuk milyar dolar dönüyorsa, özel sektörün heyecanlanması daha da normal bir hal alıyor. Ama Türk Telekom ne hale geliyor?
|