| |
İstihbaratçıların yeni hedefleri neler?
Türkiye'nin güncel sorunlarından sıyrılıp Fransa'nınkilere dalıyoruz. Manşette parlamentoda görüşülmekte olan "ÇEVRE ŞART" yasası var. Fransız Devlet Başkanı'nın tercihi olan bu yasal düzenleme kabul edildiğinde, "herkesin dengeli ve sağlığa elverişli bir çevrede" yaşama hakkı olduğu anayasaya dahil olacak. Aslında bu şart, 1789'daki "İnsan Hakları Beyannamesi'nde" de, 1946 yılındaki "Ekonomik ve Sosyal Haklar Beyannamesi'nde" de var. Ama Fransız anayasasına yeni dahil edilmekte. Dışarıdan bakılınca, sorun çıkmaz sanılan bu düzenleme ortalığı birbirine katmış görünmekte. "Çevreye zarar verenin bunu tazmin edeceği" ilkesine de yer veren yeni düzenleme hukukçuları, astrofizisyenleri, bilimcileri, çevrecileri hızlı bir tartışma içine çekmiş. Her biri konuyu bir köşesinden çekiştirmekte.
*** Gözlerimizin önünden Brezilya karnavalını anımsatan bir hava içinde akıp giden uzun kortejin amacı ise hükümetin gaz ve elektrik tekelini özelleştirme girişimine karşı durmak. En köklü sendikaların önderliğindeki yığınsal bir gövde gösterisi, devleti ve toplumu yeniden reforme etmek isteyen hükümetle mevcut pozisyonlarını korumak isteyenler arasındaki çekişmenin sürdüğünü göstermekte.
*** Fransa gündeminde bundan daha can alıcı bir biçimde yer alan ve her türlü medya ortamında var olan mesele ise, "eşcinsellerin evlenme" konusu. Yeşiller Partisi milletvekili Noel Mamere, yönettiği Beqles belediyesinde evlenmek isteyen eşcinsellere tören yapacağını açıklamış. Tüm siyasal sistem yanında, yargı da bunu engellemeye çalışıyor. Nitekim, son olarak savcılık bu törenin yapılamayacağını belediyeye bildirdi. Noel Mamere ise direniyor. Provokasyon yaparak siyasetin önünü açmaya çalıştığını vurguluyor. Eşcinseller tüm Avrupa'da olduğu gibi Fransa'da da bir baskı görmüyor. Sorun mevcut durumun yasal bir statüye kavuşturulma arzusundan kaynaklanıyor. Noel Mamere, benim gençliğimde televizyonda haber spikeriydi. Sonra edebi kitaplar yazmaya başladı. Şimdilerde ise siyasetçi olarak ortaya çıktı. "Türkiye'nin Kopenhag Kriterleri'ni yerine getirmesi halinde müzakerelere başlanması gerektiği yolundaki" son demecini de hatırlatmak gerek.
*** Fransa Gizli Servisi ise başkan değiştirmiş. Eski Başkanı Yves Bertrand ocak ayında gitmiş, yerine Pascal Mailhos gelmiş. Yeni başkan 3500 kişilik kurulu- şu yeniden düzenliyor ve istihbaratın yeni hedeflerini saptıyormuş. Konu ilgimi çekti... Sanayi dönemi ile sanayi sonrası dönem arasında fark oluşup oluşmadığını merak ettim. Gazetelere yansıdığına göre Fransız İstihbarat Teşkilatı bundan böyle öncelikli görevlerini "kentsel şiddet, yeraltı ekonomisi, ekonomik akıl ve antiterörizm" olarak belirlemiş. Yeryüzünde milliyetçilikle ekonomik performans arasındaki ilişki daha da netleşiyor. İstihbarat teşkilatları ülkenin ekonomik zenginliğini asıl hedef kabul ediyor gibi.
*** Bu arada Musevi asıllı bir marksist olarak İslam ile ilgilenmiş olan Maxime Rodinson'un da öldüğünü üzülerek öğrendim. İslam dinini müthiş bir objektivite ile anlamaya çalışan bu çalışkan araştırmacı 89 yaşında Marsilya'da hayata gözlerini kapamış. 1961 yılında yazdığı "Hz. Muhammed" olağanüstü bir çalışmadır. Hz. Muhammed'in kutsal metinleriyle, o dönemin sosyal şartlarını bir arada yorumlar. Bu eşsiz kitap rahmetli Mehmet Ali Ermiş tarafından GÜN yayınlarından çıkarılmıştı. Özelleştirmeden eşcinsellerin evliliğine, istihbarat teşkilatlarının yeni gündemlerinden Batı'nın İslam'ı tanıma çabasına akıp giden zamanın bir parçasını ve o parçaya düşen Fransa gündemini böyle özetleyebiliriz.
|