Kamu menfaati yutturmacası
TÜPRAŞ özelleştirilmesi yılan hikayesine dönmeye başladı. Türkiye'yi dış piyasada ciddi oranda zedeleyecek bu gelişmenin oturduğu zemin ise 'Türkiye'nin ali menfaatleri icabı kamu menfaati mantığı' oldu. Gazetelerde konuya bu mantıkla yaklaşanlar, ortaya çıkan tablodan son derece memnun görünüyorlar. Ancak ne hikmetse TÜPRAŞ'ın mahkeme duvarına toslamasına sevinenler aynı zamanda hükümete muhalefet eden cepheyle fikir birliği içinde pozisyon alarak, devlet olarak özelleştirmeyi başarıyla yapmamıza de- ğil, iş başındakilerin başarısızlığına odaklanmış durumdalar. Dolayısıyla 'Kamu menfaati' kesi- mine göre farklılık arz ediyor. Libarelleşen petrol piyasası içinde TÜPRAŞ'ın mevcut gelişmelere yenik düşüp kamu zararına dönüşeceğini nedense kimse hesap etmiyor. TÜPRAŞ'ın özelleştirilmesinde eleştirilecek noktalar yok mu? Elbette var. Neden 4 rafineri aynı paket içinde özelleştiriliyor? diye sorulabilir. Eğer bir stratejiden bahsedilecekse, ayrı şirketlerin farklı rafineleri alması makul bir gerekçeyle eleştiri sebebi olabilir. Kamu menfaati hususunda, yargı organlarının bakış açısıyla, işin ticari yükümlülüğünden, idaresinden, piyasasından, istihdamından, geleceğinden sorumlu hükümetin farklı argümanlar ortaya koyması ve halen daha bir görüş birliğinin olmaması elbette acı. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), Ankara 10. İdare Mahkemesi'nin, TÜPRAŞ'a ilişkin kararına karşı Danıştay'a temyiz için yola çıktı. Bu yol öylesine karışık ki, sıradan bir vatandaşın ve yurtdışından herhangi bir sermayedarın bir çırpıda anlaması mümkün değil. Böylesine zorluklar yaşayan bir ülkeye yabancı sermaye neden gelsin? Niçin yatırım yapsın ya da özelleştirmelere değerinde bir rakamı vererek talip olsun? Doğal olarak Türkiye'deki özelleşecek şirketlere müşteri olanlar, yaşanan bu risk kalemlerini de dikkate alarak, daha düşük de- ğerlerle özelleşen kurumlara teklif veriyorlar. Yine bu problemler yüzünden çok sayıda müte- şebbis değil, bir elin parmaklarını geçmeyecek adette firmalar konuya ilgi duyuyor. Kamu menfaati ve kamu uçağı Kamu menfaati esprisine yanılmıyorsam Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de iştirak ediyor. En azından Sezer'in bakışının da TÜPRAŞ'ın özelleştirilmesine paralel olmadığını tahmin ediyorum. Buradan ortaya çıkan netice şu 'Kamusal alan'da dar paslaşmalarla, kamu menfaati tekelinde boşluğa düşen toplar aynı yerde toplanıyor. Mesala, Başbakan Recep Tayip Erdo- ğan farz edin ki, Londra'ya Gulfstream IV uçağıyla gidecek. Fakat son anda uçağı arızalandı. Kamu menfaati icabı farklı yerden bir uçak kiralayıp ekstradan para ödemek yerine, aynı model uçağa sahip olan Cumhurbaşkanı Sezer'den uçağını 2 günlüğüne tahsis edilmesini talep etti. Sizce bu talep nasıl karşılanır? Ticari mantık gütmeden, kamu menfaatinin yanına, kamusal alan kavramını da koyarak cevap vermeye çalışın. Türkiye gibi bir ülkede böyle bir soruya makul bir cevap vermenizi beklemiyorum. Zorlanıyorsunuz değil mi? Başbakan'ın eşi başörtülü. Cumhurbaşkanı'nın uçağı da 40 bin feete çıksa, 4 bin mil kat ederek dünyayı arşınlasa bile 'Kamusal alan' olduğuna göre düşünmeye gerek var mı? Özetle, kamusal alanda ki yer tespiti çalışmaları, kamu menfaatinde para tespitine kaydıkça TÜPRAŞ ve diğer kurumların Mevla yardımcısı olsun.
|