Çocuğu kurtarmak
Sermaye birikiminin kirli yüz hatlarında, çocukların kararmış, sararmış, çocukluğunu gömmüş ama çocuk çocuk parlayan gözleri de vardı. Nasıl, bugünün gelişmişlerinin tarihine "kendi çocukları"nın berbat koşullarda çalıştırılması yazılıysa, yoksul ülke çocuklarının alnına o yazı hep kazındı. Elbette, yoksul bir çocukken çalışan ve yoksul bir baba olanların yoksul çocuklarının çalışmasının, çalıştırılmasının tek sorumlusu gelişmişler değil! Hatta onlar, "steril" bir dünya adına, "etik işletme"nin "halkla ilişkiler" seferberliğinin bir parçası olarak, çocuk işçi kullanımıyla mücadeleye bile koyuldular. Hint pamuk tarlalarındaki çocukları yıllarca sermaye yapan Unilever, Monsanto gibi büyük şirketler, şimdi "çocuk çalıştırılması"na karşı seferber! Hazır giyimin parlak firması GAP, 50 ülkede kendilerine mal üreten 3 bin fabrika ve atölyede çocuk emeği kullanan üreticilerle ilişki kestiğini ilan ediyor. Neredeyse bütün ülkeler, Uluslararası Çalışma Örgütü ILO'nun, çocuk emeğini yasaklayan 138 sayılı sözleşmesini imzalamakla övünüyor. Bizim gibi.
*** Ancak, çocuk emeği kullanımı, sadece kötü niyet, dolayısıyla "iyi niyet" meselesi mi? "Kölelik" tasnifine giren 6 milyon, "fuhuşta" 2 milyon, "askeri çatışmalarda" 300 bin, "alınıp satılan" 1.5 milyon, "suç örgütlerinde" 500 bin kadar çocuğun bulunduğu bir dünyayı paylaşıyoruz. Bu tasnifler içimizi acıtıyor. Lakin, milyonlarca çocuk, kirli faaliyetlerin değil, "temiz, dürüst" işlerin, ailenin emekçileri; ebeveynlerin isteği veya zorlamasıyla, ama evlerine bağlı işçiler. Birçoğu, Diyarbakır'da Sosyal Hizmet Uzmanı İsmail Sarı'nın araştırmasının gösterdiği gibi (79 ilkokulda 8 bin 775 çocuk) hem okula gidiyor, hem bir şekilde çalışıyor. Onlar 8 yıllık eğitimin öğrencileri ve istatistiklere "çalışan çocuk" olarak da girmiyor. 8 yıl öğretimin mecburiyeti kadar, sokaktan gelecek üç kuruşa mahkumiyetin de çocukları onlar. Dünya çapında, tarladan sokağa, aile içi bedava emek yahut ucuz işçi olarak çalıştırılan 250 milyon çocuğun eve ve okula çivilenmesiyle sorun çözülmüş mü olacak? Çocuğun "mecburi-gönüllü" çalışmasının, ilk fırsatta okulu bırakmasının temel nedeni yoksulluk üstüne kafa, yürek ve kaynak yormadan, "çocuk emeğinden arındırılmış steril dünya"nın yoksul, işsiz, mesleksiz anne-babaları için ne yapılabilecek... Ki onlar çocukları için bir şeyler yapabilsin! Bugünü kurtarmak için çırpınan, çocuğunun emeğiyle yahut üç paket mendil cirosuyla bir fazla ekmek uman ailelere, ILO sözleşmesi, çocuk hakları, eğitimin önemi, yarının ufukları nasıl anlatılacak?
*** ILO'nun bu yıl yayınladığı "Her çocuğa yatırım yapmak: Çocuk işçiliğinin yok edilmesinin maliyet ve karı" başlıklı araştırma diyor ki: 2020'ye kadar dünya çapında 760 milyar dolarlık bir eğitim harcamasıyla, 2020'den itibaren dünya gelirine net katkı ortaya çıkar. Nihai olarak bu yatırımın getirisi, ortalama 6.7 katı bulur, 5 trilyon dolara ulaşır. Öngörülen yıllık küresel eğitim harcaması, yoksul ve orta gelirli ülkelerin askeri harcamalarının beşte biri, yıllık borç ödemelerinin ise yüzde 9.5'i kadardır. Çok güzel! Mümkün olabilecek bu tercihin "bu dünyada" mümkün olabileceğine inanır mısınız! Ya da sadece çocukları çalışmaktan kurtararak "çocukların kurtulacağı"na?
|