|
|
Bunlar da bize gelenler
Sayın Ayşe Arman, geçtiğimiz cumartesi günü köşesinde konuyla ilgili olarak kendisine ulaşan destek mesajlarını yayımlamış. Ben, kişisel dostluğum olan gazeteci ve sanatçıların destek mesajlarını yayımlamayı uygun bulmadım. Sadece köşeme ulaşan okuyucu mesajlarından birkaç tanesini yayımlıyorum. Bu arada küfürlerle dolu, tehditler savuran ve "Ayşe ablama bir daha kötü bir şey yazarsan seni ..." diye biten mesajları ise burada yayımlamama olanak yok. Bunu, Arman'ın köşesini ilgiyle okuyan saygın kişileri tenzih ederek, yazarın geriye kalan okur kitlesinin profili hakkında kamuoyunu bilgilendirmek için yazdım. İşte mesajlar:
Ayşe Arman'ın köşesini okuyunca inanamadım. Hani izlemesem derim ki siz acaba yanlış anlamış olabilir misiniz ama ben de izledim. Bu yaygara sanırım yapılan hatayı isyan edip üstüne giderek kapatma politikası. Ayşe Arman'ı çok sevmesem de, yani bağımlısı olmasam da okurum. Ama o geceki programda bir başkası vardı sanki karşımda. Okuduğum ve tanıdığımı zannettiğim biri değil de yeni yetme, kendini ispata çalışan biri vardı. Başarılı ve doğru işler yapmanın ve yakaladığı başarıya rağmen çizgisini koruyan biri olduğun için; ticari ve maddesel değil de insancıl ve duygusal baktığın için bunlar oluyor galiba... Yine de 'üzülme ve kafana takma' desem de incitir bunlar insanı. Bunca yıla ve emeğe bakmadan böyle konuşmak ve eleştirmek... Ayrıca atlanılan bir nokta da, çamur atıp bir yerlere gelmek senin tarzın değil ki... Sen zaten o kadar çok şeyi aşmışsın ki, bırak onlar daha boğuşmaya devam etsinler. Didem Sökmen
Yüksel Bey'in, Ayşe Arman'dan özür dilemesini gerektirecek bir durumun söz konusu olduğuna kesinlikle katılmıyorum. Sırf, Ayşe Arman'ın yazdığı içeriği boş, toplum için hiçbir mesaj değeri taşımayan yazıları nedeni ile ve en az Ayşe Arman kadar; lisan bilen,Türkiye'nin en iyi okullarında okumuş, çağdaş, modern ve genç Türk kadınları adına, Hürriyet gazetesini okumayı bırakmış bu hanımın şımarıklıklarına kimin artık 'dur' diyeceğini sabırsızlıkla bekleyen kişilerden birisi olarak bu durumu şiddetle kınıyorum. Avrupa ve Amerika'ya gittiğinizde ciddi gazetelere bir göz atınız. Bırakın bu saçma sapan yatak odası muhabbetlerini, gazetelerin rengi bile siyah beyazdır. İnsanlar eğer magazin okumak isterlerse Hello ve Sun alırlar. Bu nasıl bir gazete ki, bu hanım hâlâ orada önemli bir şeyler yapıyormuş edası ile yerini koruyor? Bu hanıma gerçekten kim 'dur' diyecek, çok merak ediyorum. Yüksel Bey görevini layıkıyla yapmıştır, kendisini kutluyorum. Sevin Ersoy
Ayse Arman ile ilgili tepkilerinize yürekten katılıyorum... Olmaması, yapılmaması ve söylenmemesi gereken ne varsa yapmıştır ve bunun için de kat kat özür dilemesi gerekmektedir... "Özgür kadın" edalarıyla bir yere varılmayacağını umarım bir gün anlayacaktır... Zafer Özşener
Yüksel Bey, Ayşe Arman'ın yazısını okudum ve bu saçma sapan duruma bir son vermenizi isterim. Eğer ki, sizin de köşenizde yazmış olduğunuz gibi kelimeyi canlı yayında telaffuz ettiyse bunu ortaya çıkarmanız biz okuyucular için de aradaki çelişkiyi kaldıracaktır. Eminim akşam (Geçen cumartesi gecesinden söz ediyor) Okan Bayülgen de bu durumu bir açıklığa kavuşturup, o bandı biz izleyicilere gösterecektir. Bu arada Ayşe Hanım'ın 'Hamiş' kısmında sizin için "yalancı gazeteci" yazmış olması da yarı bir haddini aşmazlıktır diye düşünüyorum. Bu durumu açıklığa kavuşturacağınıza inanıyor ve sizi takip ediyorum. Burcu Aydın
|