|
|
Ben özür diliyorum Ayşe, ya sen?
Çirkin kelimeleri bu sütunlara taşıdığım için hem okurlarımdan hem de Ayşe Arman'dan özür diliyorum
Evet, Ayşe Arman köşesinde benim ve Sabah gazetesinin özür dilemesi gerektiğini yazmış. Ben çirkin çağırışımlar uyandıran cümleleri buraya taşıdığım için önce okurlarımdan özür diliyorum. Bandı defalarca izledim. Hem yazı işleri kadrosuyla hem de grubun hukukçularıyla birlikte... Söylenen sözde herkes mutabıktı. Ayşe Arman, Yeliz Yeşilmen'le ilgili yorumunda ne diyordu Okan Bayülgen'e: "Boşver baba, sen o karıyı s..." Ağzından çıkan son harf "S" idi. Sonra kendi de yaptığının farkına varmış olacak ki, eliyle ağzını kapıyor, şaşkınlıktan gözleri yuvalarından fırlayacak gibi oluyordu. Peki diyelim ki biz bunları içimiz fesat olduğu için yanlış yorumladık. Peki ya Okan Bayülgen'in akabinde yaptığı yoruma ne diyeceksin Sevgili Ayşe Arman? "Lütfen çoluk, çocuk, yaşlı kim varsa yatıralım. Çünkü Ayşe Arman beklenmedik bir performans sergiliyor. Hatta şöyle köşeye küçük bir kırmızı nokta da koyalım..." Konuşmanın mealinde bir-iki küçük kelime hatası olabilir. Zira Ayşe Arman'ın ağzında gevelediği kelimeleri tam olarak anlamak için uzun bir mesai harcamak gerekiyor. Mesela Okan Bayülgen'e "kendi karını" dememiş, "karıyı" demiş. Bunun için Ayşe Arman'dan özür diliyorum. Ama, sık sık kullandığı "b.k", "b.ktan", "karı", "herif" kelimeleri ve bir cinsel uyarı aletinin kullanımı ve etkileri hakkında neredeyse tüm program boyunca yaptığı tuhaf yorumlar için Ayşe Arman'ın da bir vatandaş olarak benden ve tüm kamuoyundan özür dilemesini bekliyorum. Bu arada önceki akşam bazı radyo kanallarında "Zaga"yı izleyip, benim gibi dehşet içinde kalan okurların mesajlarından oluşan "Ayşe Arman'ı kınama programlarını" da sevgili yazarımızın dikkat ve değerlendirmelerine sunuyorum. Ve son olarak; siz okurlarıma haber, bilgi ve yorum sunmakla mükellef bu köşeyi, yukarıdaki açıklama yazısıyla boşu boşuna işgal ettiğim için de son derece üzgün olduğumu belirtmek istiyorum.
|