| |
ABD'nin başarısı Türkiye'nin çıkarına
İç konular ağır basınca Irak'ta yaşananları değerlendirme fırsatı olmadı.. Dünya, özellikle ABD, Ebu Garip cezaevinden yayılan işkence fotoğrafları ile çalkalanıyor.. Öncelikle yanıt verilmesi gereken soru şu: Konuştukları zaman demokrasi ve insan hakları konusunda mangalda kül bırakmayan Amerikalılar, neden kendileri de aynı yönteme başvurdu? Yanıtı basit.. Amerikalılar, Iraklıları kendileri gibi, yani 'insan gibi' görmüyor.. Onlara başka bir varlıkmış gibi bakıyorlar.. Aslında Irak'ta bir yıldır dikiş tutturamamalarının nedeni bu.. Attıkları her adım bölgedeki Amerikan karşıtı eğilimin güçlenmesine neden oldu.. ABD'ye yönelik nefreti artırdı.. Felluce ve Necef direnişlerini meşru hale getirdi.. ABD'yi demokrasi getiren bir ülke değil, işgalci konumuna düşürdü.. Kısacası işini daha da zora soktu.. Yeni direniş organizasyonlarının tohumlarını attı.. ABD'de de Bush yönetimine karşı güçlü bir karşı çıkışın zeminini hazırladı.. Peki bütün bu olumsuz havaya rağmen ABD askerini çeksin, işgale son versin, olsun bitsin diyebilir miyiz? Veya ABD cezasını buluyor diye sevinmeli miyiz? Hayır.. Bu gelişmeler belki Bush'u koltuğundan edecek, Bush gidip yerine Kerry gelecek.. Kerry ile birlikte belki de ABD, Irak politikasını değiştirecek.. Kerry, ABD askerlerinin kötü imajını dünya çapında nefrete dönüştürmemek için belki de Irak'ı boşaltacak.. Peki o zaman ne olacak? ABD başarılı olamazsa, Irak'ta istikrarı sağlayacak bir rejim kuramazsa ne olacak? Bu sorunun yanıtı Türkiye'yi doğrudan ilgilendiriyor.. Amerikalıdan, İngiliz'den, Fransız'dan daha fazla ilgilendiriyor.. Irak burnumuzun dibi.. Arada yaşanacak bir kargaşa, bölünme, iç savaş en çok bizi etkileyecek.. Bütün bölgenin ateş çemberine dönmesine neden olacak gelişmeler kaçınılmaz hale gelecek.. ABD'nin Irak'ta başarılı olması, Türkiye'nin çıkarlarıyla örtüşüyor.. ABD askerlerinin Iraklılara hiçbir canlıya reva görülmeyecek kadar ağır, iğrenç, aşağılayıcı muamelede bulunması, kabul edilecek bir durum değil.. Ama iki olayı birbirine karıştırmamalıyız.. İşkenceye başvuranlar en ağır biçimde cezalandırılmalı.. Ama aynı zaman ABD, Irak'ta başarılı olmalı.. Bu ikisi apayrı konular.. Keşke 1 Mart'ta tezkereyi Meclis'ten geçirebilseydik de Irak'ın bir an önce istikrara kavuşmasına katkıda bulunsaydık.. Kıbrıs'ta da benzer bir durum yaşadık.. Madem kabul edecektik, Kofi Annan Planı'nı keşke Kopenhag Zirvesi'nden önce kabul etseydik, Rumlar da güle oynaya AB'ye giremeseydi.. İş işten geçti, şimdi keşke diyoruz.. Umarım bir süre sonra Irak için de keşke demeyiz.. Bakıyorum, ABD zor duruma düştükçe bazıları ellerini ovuşturuyor.. 'Biz demiştik, ABD başaramadı, haklı çıktık' diye gerine gerine konuşuyorlar.. Ancak haklı çıkmak kapıdaki tehlikeyi bertaraf etmiyor..
|