| |
|
|
Derin defile budur!
Hıncalım Kıbrıs'a aniden gidince (Fenerimin şampiyonluğuna dayanamadı herhalde) davetlere katılmak da bana düştü. (Ayy ne üzüldüm ne üzüldüm) Meğer davet davet değil, Hıncal Uluç olmayıncaymış. En kıyak yer hep onun, yani bu vesileyle benim. Gerçi bazen Hıncal yerine karşılarında yeni yetme Sevgi'yi gören organizasyoncuların bozulduklarını seziyorum ama olsun Hıncaliyelik süper. Haftalardır konuşulan Cengiz Abazoğlu defilesinde tüm sorumluluk bilincimle yer aldım. Defile akşamüstüydü. E biraz derli toplu gitmek, çıtır kız olmak gerek. Aman o da ne fuaye alanı Migros'a dönmüş. Kadınlar sanki alışverişte, bu jean meselesini abarttılar, rahatlık derken paçozlaştılar. Öncelikle yalvarıyorum Allahınız varsa ablalarım şu pantolonların, dar eteklerin içine klasik babaanne donlarınızı giymeyin yahu! Önler iyi arkadan baktın mı üçe bölünmüş bir manzara. Tanga denen bir şey var ve ayıp değil kurban olduğum bacılarım. Defile dediğin izleyicisiyle de defile olmalı. Sosyete sosyete duy sesimizi! Derken dergilerin vazgeçilmez sosyetikleri damlamaya başladılar. Tamam cemiyet hayatında bu tip davetlerde resimler çekilir ama en sosyetiklerden sarışın bir hanım ne yapsa beğenirsiniz. Sarı bluzuyla poz verdikten sonra dayanamadı gazetecilerin fotoğraf makinelerinden resimlerini kontrol etti. Güzel çıkmış mıyım? Şunu bas bunu basma diye. Sevgi'nin aklı almaz, bu kadar da olmaz! Bu yaz sosyetede tunik, civ civ sarısı her şey, saten, Charlie'nin eski meleği Farrah Fawcett saçları, avize küpeler in. Yalnız şu basmalı tunikleri etli butlu ablalar out etse diyorum. Neyse defilenin adı "Derin Mavi." Dev ekranlardaki deniz altı görüntüleri eşliğinde podyumun ortasına tepeden sular aktı. Müzik ve ışık on numaraydı. Güzide Duran uğruna Amerikalar'dan geldiği defilede yer almadı. Yerine Ayşe Hatun Önal açılışı yaptı. Fashion TV bilgime dayanarak soruyorum bir gün bizim de manken gibi yürüyen mankenimiz olacak mı? Kimi kambur, kimi telaşlı, kimi sek sek basaraktan bade süzemeyerekten.. Koleksiyon rengarenkti; mavi, pembe, yeşil, mor. Uçuşan etekler, şifonlar rüya gibi, su gibiydi. Yani özellikle mavişleri giyip uçuşasım var. Aloo manitam sesim geliyor mu? Her şey güzel de ben Deniz Akkaya'yı izlemek istiyorum, yokluğu çok belli. Ve Deniz defilenin sonlarına doğru mor elbiseyle çıktı. Peh! Bu hatunun yerini kim dolduracak merak ediyorum. O nasıl bir özgüven, o ne duruş, ne bakış. Defile'nin baş mankeni kimseler alınmasın Deniz'di. Gece defile sonrası parti Reina'daydı. Erkan Özerman'ı sıkıştırdım koleksiyona bayılmış. On parça seçip Japonya'ya götürecekmiş. Erkan Özerman'ın girişimi Cengiz Abazoğlu'nu havalara uçurmuş. Şakadan "Yahu defileyi sular seller götürdü" dedim meğer Abazoğlu'nun geniş bütçesi olsa mankenleri akvaryumun içine sokacakmış. Yüzeni var , yüzemeyeni var derrrmişim.
|