|
|
|
|
|
|
Çocuklara dair tüm sorular
15 yıldır sürdürülen "Ana-Baba Okulu" projesiyle 27 ilde 17 bin aileye ulaşan Prof. Dr. Haluk Yavuzer, "Çocuğu Tanımak ve Anlamak" adlı kitabında anne babaların kafasındaki sorulara cevaplar veriyor
Çocuk hatalı davrandığında ne yapmalı? Çocukları yemek yemeye zorlamak nelere yol açar? Konuşma gelişimini desteklemek için neler yapabiliriz? Ölüm, çocuğa nasıl anlatılmalıdır? Çocuğumu göndereceğim okulu nasıl seçmeliyim? Çalışan anne, mutlaka yetersiz midir? İlgisiz babayla çocuklarımı nasıl yetiştirebilirim? Anne ve babaların kafasına takılan ve uzun bir liste oluşturan bu soruları Prof. Dr. Haluk Yavuzer de soruyor ve cevaplıyor.
BAŞUCU KİTABI Yavuzer'in ilk baskısı geçen yıl yapılan kitabı "Çocuğu Tanımak ve Anlamak", bu ve benzeri soruların cevaplarını bulabileceğiniz bir başucu kitabı özelliğinde. Bir yılda dördüncü baskıyı yapan kitabın bu kadar tutulmasında, ciddi bir araştırma ve gözlemle yazılmasının payı büyük. Kitabın temel malzemesini, İstanbul Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü'nün 23 yıldır sürdürdüğü "Ana- Baba Okulu" projesi oluşturuyor. 1989 yılından itibaren Ülker'in sponsorluğunda 27 ilde gerçekleştirilen bu projede, toplam 17 bin aileye ulaşıldı. Bu etkinliği, 6 ilde 7800 öğretmene yönelik "Ülker Öğretmen Sohbetleri" ile üç büyük ilimizde gerçekleştirilen "Ülker Eğitim Yöneticileri Sohbetleri"izledi.
ÖZERK ÇOCUK Bu kitapta, tüm bu etkinlikler sırasında ana-babaların sorduğu binlerce sorudan hareket edilerek, çocuk yetiştirirken en sık karşılaşılan sorunlar ve bu sorunlarla başa çıkma yollarının irdelendiğini söyleyen Prof. Dr. Yavuzer, yaptıkları bütün bu çalışmaların olumlu sonuçlarını aldıklarını belirtiyor: "Artık aydın anne-baba geleneksel yöntemle çocuğunu büyütmek yerine bilinçli olarak pedagojik doğrular ışığında çocuğunu yetiştirmeyi hedefliyor. Ana-baba okulları ailelerde koruyuculuğun azalmasına, aile içinde işbirliğinin azalmasına fırsat verdi. Ana-baba okuluna gelen 16 ila 32 saat eğitim alan ebeveynin koruyuculuğu, çocuk üzerindeki baskıcı ve otoriter tutumu azaldı." İstanbul'dan Diyarbakır'a kadar binlerce ailenin sorularına cevap veren Prof. Dr. Haluk Yavuzer, günümüz Türkiye'sinde ebeveynlerin çocuklarını tanımaya ve anlamaya daha çok özen gösterdikleri görüşünde: "Dün kendi anne babasından öğrendiği geleneksel yöntemle yetiniyordu ebeveynler. İtaatkar çocuk, kabul gören çocuktu. Oysa bugün kendi başına karar veren ve bu kararın sorumluluğunu üstlenen, kendi kendini yöneten çocuk ideal çocuk modeli olduğu için, anne baba da çocuk yetiştirme tutumları itibariyle değişti. Geçen hafta bir restoranda yemek yedim. Yanıma yaklaşan garson, 'Siz yazar Haluk Yavuzer misiniz? Ben sizin bütün kitaplarınızı okudum' dedi. Elektrik sayacımı ölçmeye gelen bir memur iki kitabımı okuduğunu söyledi. Bunlar beni çok sevindiriyor. Halka inmek beni çok sevindiriyor. Dolayısıyla sadece elit grupta değil, halkta da bir bilinçlenme söz konusu. Çocuğunu tanıma yolunda bir arayış içinde ve benim çalışmalarımda burada bir araç oluyor." Tabii hala geleneksel yöntemlerin etkisinden kurtulamayan aileler de var. Türkiye'de ebeveynlerin kurtulamadıkları saplantıları olduğunu söyleyen Yavuzer, bu nedenle çocuk yetiştirirken büyük hatalar yapıldığını düşünüyor: "Geniş aileden çekirdek aileye geçiş sürecinde ebeveynlerin saplantılarının başında itaatkar çocuk geliyordu. Bunun için bedensel cezadan tutun da sevgi esirgeme yolu dahil her türlü baskıyı, otoriteyi uygulayanlar vardı. Yani denetleyen bir ebeveyn tutumu bu. Bir başka yanlış da koruyuculuk şeklinde oluyordu. Yemek yedirme, aynı yatakta yatma gibi çocuğa bebek muamelesi yapma şeklinde. Ya da aşırı gevşek ve hoşgörülü bir yaklaşım içinde çocuk merkezli aile dediğimiz gevşek tutumda çocuğu yetiştirme yanlışları vardı. Böyle bir ortamda da çocuğun sosyal gelişimi olumsuz etkileniyor. Bütün bunların çocuktan götürüsü var getirisi yok. Baskıcı ve otoriter ortamda çocuğun özgüveni etkileniyor, çekingenlik oluyor."
ÇEKİRDEK AİLE Günümüzün çekirdek ailesinde yaşanan en büyük sıkıntının ise anne ve babanın zamanının azlığı, çocukların anne ve babayla yüz yüze ortak etkinliklerde bulunamaması olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haluk Yavuzer, çocuk için sevginin kanıtının birlikte yaşanan faaliyetler olduğunu belirtiyor: "Kısa bir zaman bile olsa dolu dolu kaliteli zaman geçirmek çok önemli. Anne-baba çocuğuyla ilgilenirken yüzünün gülmesi gerekli. Gerginken oynamasınlar zaten. Çocuklar bunu hissederler."
Neslihan Tunç
|
|
|
|
|
|
|
|
|