|
|
|
|
Büyüklere saygı
Popstar'ın finalistlerinden Aylin, İbrahim Tatlıses'e tepkisini saygı çerçevesini aşarak gösterdi
Kıskandırmak gibi olmasın, size bu yazımı Paris'ten yazıyorum. Çok yakın iki dünya güzeli arkadaşımın düğünü için geldim bu aşk şehrine. Evlilik kurumuna olan inancımı yitirmiş olmakla beraber Ufuk'la Fatoş'a çok uzun, el ele, mutlu ve saygılı bir yaşam diliyorum. "Saygılı" diyorum, çünkü ben her tip ilişkinin önce saygı temeline oturması gerektiğine inanıyorum. Ben Çerkez daha doğrusu Ubuh bir ailede büyüdüm. Bilirsiniz biz Çerkezler'de saygı çok önemlidir. Bana en önemli saygının büyüklere gösterilmesi gerektiği öğretildi. Ben de çocuğuma bunu öğretmeye çalıştım elimden geldiğince. "Bu şimdi nereden çıktı" derseniz Popstar'dan çıktı. Buraya gelmeden bir gece evvel evde bavul yaparken bir taraftan da Popstar'ı seyrediyordum. Finalistlerden biri Aylin ve babası İbrahim Tatlıses'e tepkilerini saygı ve edep sınırlarını aşarak gösterdiler ne yazık ki. Ben İbrahim Tatlıses'çi falan değilim, temsil ettiği müzik de çok beğendiğim bir tarz değil.
MİLYONLARCA HAYRAN Ama bu insan öyle ya da böyle 20 yıldan daha uzun bir süredir bu ülkede şarkı söylüyor. Ve onu seven milyonlarca hayranı var. Konunuzda haklı bile olsanız tepkinizi bir sanatçının suratına tükürerek veremezsiniz. Hele hele bir de babaysanız çocuğunuza örnek teşkil edecekseniz böyle davranışlardan imtina etmek zorundasınız. Kaldı ki sizi seçen büyüklerinizin, jürinizin önünde terbiyesizlik edemezsiniz. İşinizin duayenlerine, büyüklerine hep saygılı olmak zorundasınız. Bu sanatçının o kadar hayranı var ki sizi tükürükleriyle boğarlar. İşiniz ne olursa olsun, o işteki üstatlarla olan ilişkilerinizde dikkatli olmak zorundasınız. Çünkü o büyükler sizin daha başında olduğunuz yolda birkaç tur atmışlar, bu yolda çok emek vermişler. Ben geçenlerde Markiz Pasajı'nda Mon Markiz çikolatalarının tanıtımı için Senem Çapa'nın düzenlediği bir geceye katıldım. Hem Senem'in organizasyonu hem çikolatalar hem de katılımcılar süperdi. Benim için geceyi süper yapanların başında gazeteci büyüklerimle bir arada olmak geliyordu ki bunların içinde Hıncal Uluç'- un oluşu işin ütopyasıydı tabii ki. Ve işimin duayeniyle, ustasıyla yemek yemek bana müthiş bir onur verdi. Böyle bir ustayı yakından tanımak, sohbet etmek inanılmaz keyifliydi. Günün birinde Hıncal ağabey benim bir yazımı çok sert bir dille bile eleştirse, ben böyle bir büyüğüme sonsuz saygı duyduğum bir ustaya elime kalem alıp cevap yazmam. Yazmam çünkü bu benim saygı anlayışıma sığmaz. Yaptığı eleştiriyi ciddiye alıp, eksikliklerimi düzeltmeye çalışırım. İnanın bu ülkedeki birçok konudaki yozlaşma kendi örf ve adetlerimizden uzaklaştığımız için oluyor. Bizi biz yapan, ailelerimizi bir arada tutan en önemli özelliklerden birisi büyüklerimize saygıdan geçiyor. Çocuklarımıza saygıyı, adetlerimizi bunları kaybetmememiz gerektiğini aşılamalıyız büyük bir şevkle. Benim oğlum özel bir okula gidiyor. Ve bu okulda Türkiye'nin önemli birçok ailesinin çocuğu okuyor. Ben bir veli toplantısını esefle izlemiş ve sonunda dayanamayıp patlamıştım. Bu toplantıda bir veli çocuğuna bağırdığı için bir öğretmene avaz avaz bağırıyordu ve diğer veliler de bu kepazeliğe seyirci kalıyordu. Ben tahammül edemeyip ayağa fırladım ve "Önce çocuklarımıza büyükleriyle nasıl konuşacaklarını öğretelim. Gerekirse sonra haksızlarsa öğretmenlerini sorgularız. Kaldı ki çocuğunuza eğitim veren, emek veren bir öğretmene bu şekilde konuşamazsınız, çünkü bu saygısızlık yolunu siz açarsanız, çocuklarınız arkanızdan koşar adım gelir" dedim. Ve öğretmenlere dönüp "Benim oğlum size bir saygısızlık ya da terbiyesizlik yaparsa lütfen bağırın, göz yummayın yummayın ki yarın adam gibi adam olabilsin" dedim. Lütfen büyüklerimize, ustalarımıza saygılı olalım. Çünkü onların işlerine verdiği emekle, bu yolda yaşadıkları zorluklarla başarı adına verdikleri ödünlerle saygıyı hak ediyorlar gerçekten. Ayrıca dedik ya onlar bizim BÜYÜKLERİMİZ. PS: Ayrıca lütfen terbiyesizliğe pirim vermediğinizi göstermek için Aylin'e oy vermeyin.
Ayşe briva
|
|
|
|
|
|
|
|
|