|
|
|
|
|
|
Tambursuz yaşayamadı
Bir yıl önce ağır bir ameliyat geçiren tambur sanatçısı Ercüment Batanay, tamburunu eline alamadan hayata gözlerini yumdu.
*** Tamburu olmadan yaşayamadı
Salı günü hayatını kaybeden Türkiye'nin en büyük tambur sanatçılarından Ercüment Batanay, önemli bir ameliyat öncesi "Tambursuz yaşayacağıma hiç yaşamam" diyordu. Batanay, tam bir yıl sonra tamburunu eline alamadan aramızdan ayrıldı
Batanay, 1975 yılında Antalya yakınlarında bir trafik kazası geçirdi. 6 ay hastanede kalıp taburcu oldu. Ancak, boynundaki omur zedelenmişti ve el ve ayaklardaki sinirleri etkileyen bu omur, Batanay'a çok sonra pahalıya mal olacaktı. 1993 yılında usta sanatçının elleri ve ayakları titremeye başladı. 75 yılında geçirdiği kazada zedelenen omur, etkisini tam 18 yıl sonra göstermeye başlamıştı. 1993 yılında ise dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal hemen özel doktoru Prof. Dr. Cengiz Aslan'a Batanay'ın tedavi olması için gereken her şeyin yapılmasını söylemiş, ancak ani ölümünün ardından Batanay ameliyat olmaktan vazgeçmişti. Çektiği acılara rağmen ameliyat tarihini ileriye atıp durdu, Batanay... Ve sonunda geçen yıl o zor kararı verdi. Sanatçının böyle bir karar vermesinin altında ise tamburuna duyduğu büyük bir aşk yatıyordu. Batanay, ölümünden tam bir yıl önce verdiği bu kararı şu sözlerle anlatmıştı: "Yılbaşında Kıbrıs'ta bir casinoda fasıl yapacaktık. Ancak o gece parmaklarım bir türlü çalışmadı. 93'ten beri salladığım bu tehlikeli ameliyatı olmaya karar verdim. Çünkü tamburumu çalmadığım her an bana acı veriyordu. Doğar doğmaz elime aldığım tamburumu çalmadan benim yaşamam bir anlam ifade etmiyordu. Olacağım bu ameliyat çok tehlikeli, belki son nefesimi ameliyat masasında veririm. Ancak ameliyattan kurtulursam, parmaklarım yeniden çalışacak ve tamburu yeniden çalacağım. Sırf bunun için ameliyattan korkmuyorum." Ercüment Batanay'ın, Çapa Tıp Fakültesi'ndeki ameliyatını Prof. Dr Cengiz Aslan ve Prof. Dr. Cüneyt Şar gerçekleştirdi. Ve ameliyattan sonra bir yıl boyunca Batanay evinde istirahat ederken, yeniden tamburunu eline alacağı günü hayal edip durdu. Ancak o gün bir türlü gelemedi.
SABAH'A KONUŞTU Peki, Ercüment Batanay bir yıl önce o ameliyathaneye girmeden önce neler yaşamıştı? Tambur ustasının yanında, o gün sadece Sabah vardı. Ve bakın bir yıl önce neler olmuştu: Bülent Ersoy, ameliyat odasında olmak istedi... Sanatçının yakın dostu ve çalışma arkadaşı Bülent Ersoy, kadim dostunun olacağı bu tehlikeli ameliyatı duyunca sabaha kadar ağladı. Ersoy, Batanay'ın eşi Seyhan Hanım'a "O ameliyata ben de gireyim. Ameliyat boyunca Ercüment ağabeyin elini tutayım" diye ricada bulundu. Usta sanatçı, ameliyat günü eşi Seyhan Batanay, oğlu Buğra Batanay ve yardımcısı Fatma Hanım ile birlikte Çapa Tıp Fakültesi'ne, dördüncü kattaki 101 no'lu odaya geldi. Ancak büyük bir şanssızlık yaşanıyordu. Çünkü odanın kapısı kilitliydi ve görevliler bir türlü anahtarı bulamıyorlardı. Aradan bir saate yakın bir zaman geçti ve son çare olarak görevliler, kapının kilidini sökerek kapıyı açtılar. Acılar içindeki sanatçı, kapının açılmasıyla odasına girip, ranzasına yattı. Hastane odasındaki hüzünlü havadan sıyrılmak ve usta sanatçıya bu tehlikeli ameliyatı bir an olsun unutturmak için Batanay'a dolu dolu yaşadığı sanat hayatını sormuştuk. Batanay, sanata olan ilgisini şu sözlerle anlatmıştı: "1927 yılında İstanbul'da doğdum. Daha 4-5 yaşında evdeki süpürgeleri, kalburları çalmaya çalışırmışım. 10 yaşına gelince de normal büyük tamburu çalmayı öğrendim. Kabataş Erkek Lisesi'ni bitirdikten sonra askere gittim. Dönüşte İstanbul Konservatuarı İcra Heyeti'ne girdim. Uzun yıllar radyoda çalıştım ve konservatuarda hocalık yaptım. 1960 yılında hem radyodan hem da konservatuardan istifa edip, gazinolarda çalışmaya başladım. Bugüne kadar da hayatımı o şekilde idame ettirdim." Sanatçı 76 yıllık profesyonel sanat hayatında birçok enstrümantal besteye imza attı. "Kilise çanları, Virtüöz, Endülüs Geceleri, Oya'nın Konçertosu" gibi unutulmaz besteleri yaratan Batanay, 1995 yılında da Peter Gabriel ile birlikte "Sinemada Bir Dolunay" adlı filmin müziğini yaptı.
Zafer Akbaş
|
|
|
|
|
|
|
|
|