ABD'li 9 ana müteahhitle 500 Türk şirketini tanıştıran Amerikan Şirketler Derneği Başkanı Neyzi, 18 milyar dolarlık Irak pazarından Türkiye'nin büyük pay alacağına emin.
Misafir Odası'na son zamanlarda ismine sıkça rastlamadığımız ama arka planda önemli işler yapan işadamları konuk oluyor. İşte bunlardan biri de Amerika'nın dev mühendislik şirketlerinden biri olan ve Petkim'in etilen ünitesini de yapan Stone&Webster şirketinin Türkiye temsilcisi Halim Neyzi. Gündemi çok yoğun. Hem dünyadan hem de Türkiye'den önemli kişi ve kurumların bir araya gelmesiyle hayata geçen Beriköy projesinde onun da ismi var. Depremzede 50 aileyi ev sahibi yapmak gibi çok değerli bir iş yapıyorlar. Neyzi gönüllük işlerine kaptırmış kendini bir kere. İki yıldır kurulacağı kulaktan kulağa dolaşan ve nihayet Ocak ayında faaliyete geçen Amerikan Şirketler Derneği'nin hem kurucusu hem de başkanı.
Dernek şunun şurasında yeni kuruldu ama üye sayısı 35'e ulaşmış durumda. 15 şirket de katılmak için bekliyormuş. Üyelerin sorunlarını çözmek ve mutlaka sonuç almak için çalışmaya and içmiş bir dernekten bahsediyoruz burada. DEİK'le daha geçenlerde yaptıkları 'Irak'ta taşeronluk imkanları' isimli toplantıya ABD'den 9 büyük ana müteahhit şirketi katıldı. Neyzi, 9 müteahhitlik şirketini 500'e yakın Türk firmasıyla tanıştırdıklarını anlatıyor. Irak'taki 18 milyar dolarlık pazardan Türk şirketlerinin mutlaka büyük pay alacağı konusunda emin konuşuyor ve "Eğer Bağdat'ta işler kötü gitmezse bir konferans yapmayı düşünüyoruz" diyerek bu konuda çalışmayı bırakmayacaklarını anlatıyor. Ama tabii çiceği burnunda derneğin yaptıkları bununla da bitmiyor. Yeni gelişmeleri onursal başkanlığını ABD Büyükelçisi Edelman'ın yaptığı Türk Amerikan Şirketler Derneği'nin Başkanı Halim Neyzi'den dinliyoruz...
* Öncülüğünüzde yeni bir dernek kuruldu. Sizi dernek kurmaya iten neydi? Daha önce de bir Türk Amerikan derneğinin üç komitesinde çalıştım. Gönüllülük çalışmalarım bunlar. Sonra, bazı Amerikan şirketlerinin Türkiye'de mikro düzeyde ihtiyaçları olduğunu gözlemledik. Bunları bir dernek vasıtasıyla yerine getirmeyi istedik. Yaklaşık iki yıl önce böyle bir ihtiyaç ve talep doğdu. Bunu diğer derneklerle tartıştık. Amerika'nın bundan önceki büyükelçisiyle ve yeni büyükelçiyle de ne yapalım diye konuştuk, tartıştık. Sonunda bir dernek kurulmasına karar kıldık. Hatta bir ara gayri resmi bir oluşum kurmayı düşündük ama sonra bunun bir ağırlığı olmayacağını anlayınca dernekleşmeye karar verdik.
* Derneğin kuruluş çalışmaları iki yıl sürmüş. Derneğin faaliyete geçmesi çok yeni. Ne kadar yol aldınız? Şirketler umduklarını buldular mı? Biz sıkıntılı konulara bir platform oluşturmak istiyoruz. Türkiye'de 200 Amerikan şirketi var. Bu yıl bu şirketlerden 50'sini üye alacağımızı tahmin ediyorum. Dernek kurulur kurulmaz bir takım işler yaptık. Washington'da çeşitli ABD kurum ve derneklerini ziyaret ettik. ABD şirketlerinin bazı ihtiyaçlarını gidermek için çalışmalar yaptık. Örneğin ilaç ve inşaat şirketi olan üyelerimizin bazı ihtiyaçları vardı. ABD Eximbank'ına ve Dünya Bankası'na mektuplar yazdık.
* Ne gibi sorunları var şirketlerin? Sonuç aldınız mı mektuplardan? Türkiye 2000 yılında patent konusunda bir anlaşmaya imza attı ancak anlaşmaya uyulmuyor. Biz hem Amerikan hem de Türk tarafına yardımcı olmaya çalışıyoruz. Dünya Bankası'ndan bir temsilci Türkiye'ye geliyor. İlaç sanayii yetkilileriyle bir toplantı organize ediyoruz. Ankara'yla da görüşecekler.
* Türkiye'de şöyle bir durum söz konusu. Dernekler, belirli bir çıkar grubunu temsil ediyorlar ama, kurulur kurulmaz kendi üyelerinin sorunlarından ziyade ülke sorunlarıyla ilgilenmeye başlıyorlar. Ama siz üye sorunlarını çözmeyi öncelikli saymışsınız... Tabii her konuyu çözmemiz imkansız. Ben zaten gönüllü çalışıyorum. Vakit yetmez. Bizim yapmaya çalıştığımız kişisel bazda değil, sektörel bazda sorunları çözmek. Amacımız, burada mevcut Amerikan sermayesinin kalması ve buna ilave yeni sermayelerin gelmesi. Benim korkum, böyle devam ederse, mevcut olan Amerikan sermayesi de gidecek.