Gelenekseller organizelere karşı
İstanbul'da yaşadığım semtte bir market var. Birkaç kardeşin işlettiği ve bakkalın biraz büyüğü olan bir yer. Yanındaki ve karşısındaki boşken o her zaman dolu. Çünkü fiyatları makmalı iyi. Sebzenin ve meyvenin iyisi oradadır. Kardeşlerden biri her sabah erkenden hale gider ve bulduğu en iyi malı getirir. Dükkâna giderseniz sizi hep aynı güleryüzle karşılarlar. Gitmezseniz ne isterseniz kapınıza getirirler. Hesabı aybaşında gönderirler, onu da kredi kartı ile ödersiniz. Yani size iyi bir vade yaparlar. Semtte bir süre önce Migros açıldı. Bizim marketin işi bozulur sandım, ama etkilenmedi. Ardından Gima geldi. Market hâlâ tıklım tıklım, aynı yoğunluk ve güleryüzle çalışıyor. Sevindim, çünkü bu ilgiyi hak ediyorlar. Ama istisnai bir durum onlarınki. Diğer marketler ve bakkallar bizim kardeşlerinki kadar şanslı değiller. İş hacimleri her gün daralıyor. Günün birinde büyük marketlerin rekabetine dayanamayıp, yok olacaklar. Dünyada ne yaşandıysa bizde de aynısı yaşanacak. Toplam 50 milyar dolar olduğu tahmin edilen perakende pazarındaki alışverişlerin yüzde 70'i yerel marketler, bakkallar, büfeler, sabit pazarlar ve seyyar tezgâhlardan yapılırken, Migros ve Gima gibi zincirlerin payı yüzde 30. Birinci gruba geleneksel, ikinciye ise organize perakendeciler deniyor. Organizelerin temilcisi olan Alışveriş Merkezleri ve Perakendecileri Derneği'ne göre batıda geleneksellerin payı yüzde 15-20 arasında. Gelenekseller ile organizeler arasındaki kavgayı biliyorsunuz. En son, "Büyük Mağazalar Kanun Tasarısı" ile gündeme geldi bu kavga. Tasarı gelenekselleri organizelere karşı korumayı amaçlayan bir görünüm veriyor. Alanı 400 metrekarenin üzerinde 2.500 zincir market için hayatı zorlaştırıyor. Gelenekselleri korurken aslında verimsizliği ve kayıtdışılığı da destekliyor. Mc Kinsey'in raporuna göre organizelerin metrekare ya da kişi başına düşen satışları perakendecilere göre 3.5 kat daha fazla. Ancak sigortasız işçi çalıştırma gibi kayıtdışı uygulamalarla gelenekseller, verimsizliğe rağmen hayatlarını sürdürebiliyor.
Koşulları iyileştirmek Geleneksel perakendeciler deyince onbinlerce insanın ekmek yediği bir sektör akla geliyor. Bunları korumak için yine onbinlerce insanı istihdam eden organizelerin önünü tıkamak yanlış olur. Organizeler sundukları yenilikçi, hijyenik, hesaplı ve güvenli satış ortamı ile hem istihdam yaratıyorlar hem de vergi. Geleneksel perakendecileri korumak için organizelerin önünü tıkamak yerine diğerlerinin koşullarını iyileştirmek gerekir. Bu konuda AMPD'nin önerisi geleneksellerin alım, satım birlikleri kurarak ve uzmanlaşarak rekabetçi bir yapıya kavuşmalarını sağlayacak verimlilik projelerini başlatmak. Tansaş Genel Müdürü Servet Topaloğlu İspanya örneğini veriyor. İspanya'da hükümetin teşviği ile şehirlerin göbeklerinde kurulan semt pazarı benzeri alanlarda işlerinde uzmanlaşmış farklı ürün satıcıları biraraya getirilerek geleneksel satış noktaları oluşturulmuş. Organizeler ile geleneksellerin kavgasında iş devlete düşüyor. Devlet verimli ve kurallara göre çalışanı öldürmek yerine verimsiz ve kayıtdışı olanı düzeltmenin yolunu bulmalı.
|