Bir zamanlar Avrupa'nın deviydi, şimdi ise hasta adamı. Almanya'dan söz ediyoruz. Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası'nın resmi açılışı için Köln'deyiz. Gazeteciler, işadamları ve bürokratlardan oluşan kalabalık bir grupla geldik. Başbakan da açılışa katılmak üzere bugün burada olacak. Oda, Türk ve Alman girişimciler için önemli bir işbirliği ve ortaklık platformu oluşturacak ve aynı zamanda Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin desteklenmesi için yoğun çaba gösterecek. Almanya Türkiye'nin en büyük ticaret partneri. İlk iki ayda toplam ihracatımızın yüzde 16'sını ve ithalatımızın ise yüzde 13'ünü bu ülke ile yapmışız.Orada yaşayan iki milyonun üzerindeki vatandaşımız ve milyarlarca dolarlık Türk yatırımını da dikkate aldığımızda Almanya bizim için daha da özel bir yer kazanıyor. Almanya'da işler bir süredir yolunda gitmiyor. Büyüme yavaşladı, işsizlik arttı. Sorunlar artınca da yabancı düşmanlığı artmaya başladı. Sorunların sorumlusu olarak yabancı işçiler görülmeye başlandı. Berlin duvarı Almanlar ne kadar açıktan dile getirmeseler de bugünkü sorunlar büyük ölçüde 1990'da iki Almanya'nın birleşmesinden kaynaklanıyor. Tam 45 yıllık ayrılıktan sonra doğu ve batı birleştiğinde bu birliğin batı Alman ekonomisinin sırtına ciddi yük getireceği belirtilmişti. Düşünsenize bir tarafta Avrupa'nın en güçlü para ve sanayisine sahip ekonomisi, diğer tarafta ise verimsiz çalışan, bürokrasi içinde boğulmuş ve ancak sübvansiyonlarla ayakta durabilen doğu Alman ekonomisi. Batı Almanya 2.dünya savaşının ardından mucize gerçekleştirerek yıkılan ekonomisini Avrupa'nın en iyisi haline getirdi. Mühendislikte, finansta ve teknolojide dünyanın en iyileri arasına girdiler. Hızla büyüdüler. Ancak birleşmeden sonra işin rengi değişti. Son 10 yılda Alman büyüme oranı Avrupa ortalamasının çok altında kaldı. Son yıllarda ise büyümek bir yana küçüldüler. Ekonomideki hızlı büyümeyi sürdürmek için yıllarca Türkiye, Yunanistan, Portekiz gibi ülkelerden işçi ithal eden Almanya bugün işsizlikle boğuşuyor. Bu durum dünya ekonomilerindeki duraklama ve euronun değerlenmesi gibi nedenlerle açıklanabilir ancak kimsenin gözardı edemeyeceği neden (ki bence en önemlisi) iki Almanya'nın birleşmesidir. 90'dan sonra milyonlarca doğu Alman bir anda batı Alman ekonomisi ile entegre oldular. Ellerindeki değersiz doğu Alman paraları yerine onlara güçlü marklar verildi. Doğu ile batı arasındaki farkı kapatabilmek için yüz milyarlarca dolarlık kaynak harcandı. Çevreye kirlilik yayan, insan sağlığını tehdit eden doğu Alman sanayi kuruluşları ya kapatıldı ya da yüksek bedeller ödenerek rehabilite edildi. Sonuçta Alman ekonomisi Avrupa'nın hasta adamı haline geldi. Hasta adam benzetmesi yapınca hemen akla Osmanlı devletinin son günleri gelebilir ancak kimse Almanya'nın da Osmanlı gibi tarihe karışacağını beklemesin. Ne kadar hasta da olsa Almanya bugün hala dünyanın en büyük 5 ekonomisinden biri ve daha uzun bir süre de öyle olacak gibi görünüyor. Çünkü hala bir çok alanda dünyanın en iyi mallarını onlar üretiyorlar.