Yatırımcılar için zor bir döneme giriyoruz. Önümüzde piyasaları her iki yöne de sürükleyebilecek üç büyük belirsizlik var: Kıbrıs, Irak ve Avrupa Birliği. Her üçü de Türkiye siyaseti ve ekonomisi üzerinde orta ve uzun vadeli etkiler yapacak gelişmeler. Nisan'ın 24'ünde Kıbrıs'ta referandum var. Sonuç faizi ve kuru etkileyebilir. Konuştuğum traderlar, şu anda ağır basan beklentinin Annan Planın'ın adanın Türk tarafında onaylanıp, Rum tarafında reddedileceği yönünde olduğunu söylüyorlar. Yapılan anketler de güneyde "hayır"cıların ağır bastığını gösteriyor ancak seçim tarihi yaklaştıkça güneydeki "evet"çilerin sayısı artabilir. Kuzey ise Denktaş'a rağmen "evet"çi görünüyor. Referandumdan hangi sonuç çıkarsa ne olur? Piyasaların en hoşuna gidxzecek sonuç planının adanın her iki tarafında birden kabul edilmesi olur. Bu sonuca Türkiye'nin AB üyeliği için olabilecek en iyi sonuç olarak da bakılıyor. Hal böyle olunca, bu tür bir sonuç kuru ve faizi aşağı çeker, Türkiye'nin eurobond fiyatlarının artmasına yol açabilir. Piyasaların şimdiden satın almaya başladığı sonuç ise planın kuzeyde kabul edilip, güneyde reddedilmesi. Bu sonuç kur ve faize oldukça sınırlı bir hareket getirebilir. Eurobond'larda da çok dramatik bir değişiklik olmayabilir. Hatta (her ne kadar gerçekleşme payı düşük olsa da) bu sonucun şu ana kadar sadece Ankara tarafından tanınan KKTC'nin diğer başkentler tarafından da tanınmasına neden olacağını ve böyle bir sonucun orta ve uzun vadede en hayırlısı olduğunu düşünenler var. Yanlış da olsa bu algılamaya pozisyon ayarlamaları faiz ve kurda düşüş bile yaratabilir. Herhalde piyasalar için en kötü sonuç Annan planının adanın her iki tarafında birden reddedilmesi olacak. Çünkü piyasalar belirsizlik sevmez. Bu sonuç 30 yıllık Kıbrıs sorununun belirsiz bir süre daha çözümsüz kalmasına yol açar. Bu arada Rumlar AB'ye üye olur, Türklerin durumu ise belirsizliğini korur. İçeride ise başbakanın ve hükümetin kredibilitesi yara alır. Bu senaryoda faizlerin ve kurun yükselmesi, eurobond fiyatlarının düşmesi beklenebilir. Bu etkinin süresi ise ekonominin temellerine bağlı. Eğer temeller sağlam ise kısa sürer.
Irak ve AB Hem orta hem de uzun vadede piyasalar açısından Kıbrıs kadar hatta daha da önemli iki belirsizlik faktörü ise Irak ve Avrupa Birliği. Irak yine ısınıyor. Dengeler sürekli değişiyor, ABD Irak'ı kontrol altına almakta zorlanıyor. Kuzeyde Kürtlerin ne yapacağı belli değil. Duruma göre Türk askerinin müdahale edip etmeyeceğine varacak Irak tartışmaları ve senaryoları yatırımcıları ürkütebilir. Avrupa Birliği tartışmaları ise Fransa'da çoğunluk partisinin Türkiye'nin coğrafi konumu ve tarihi açısından Avrupa dışında olduğunu ve bu nedenle AB'ye üye olamayacağı yolundaki değerlendirmeleriyle yeni bir boyut aldı. Fransa dışişleri bakanı Michel Barnier'in "Hiç bir zaman, kısa vadede gerçekleşecek bir üyelikten söz etmedik. Türkiye'nin AB'ye girişi orta veya kısa vadede söz konusu değil" sözleri ise her ne kadar bilinenin tekrarı olsa da Türkiye'nin Kıbrıs konusundaki yaklaşımı nedeniyle iyimser bir havaya giren piyasalar açısından umut kırıcı oldu. Benzeri açıklamalar diğer başkentlerden de gelebilir.