|
|
İnönü'de asıldın Bilgili
Kamu Vicdanı Son şövalye gibi gitmek istedin. Kendince de gittin (Ama kaçtın. Kaçan şampiyonluğun hesabını vermeden kaçtın). Giderken bir sözün vardı: "En güzel 12 yılımı verdim. Gençliğimi verdim!" Söyler misin Sayın Başkan Serdar Bilgili: Beşiktaş sana ne verdi? Hadi ben söyleyeyim: Beşiktaş sana şövalye ünvanı verdi. Ölümsüz bir taht verdi. Sultanlık verdi, krallık verdi. Sayın Bilgili; Beşiktaş bu unvanları verdiği için, senin ayaklarına kırmızı halılar serildi. Beşiktaş sana başkanlık ünvanı verdiği için herşeyi karşılıksız ve sevgiyle aldın. Söyle bana Sayın Bilgili; Beşiktaş başkanı olmasaydın sen kimdin? Sayın Bilgili, bırakıp gitmekle şövalye oldun sandın. Kendini iyi hissediyorsan öyle olsun. Ama Beşiktaş'a kötülük ettin. 15 milyonluk Beşiktaş taraftarını, başkanına küfür eden terbiyesiz bir aile yapıp gittin. Bütün Beşiktaş yazarları unutur ama ben unutmam. Bütün medyayı suçladın. Onlara meydan okudun (Haklıydın da). Dedin ki "Medya beni yargılayamaz, köşe yazarları, gazete manşetleri ben yargılayamaz. Beni Beşiktaş taraftarı yargılar. İsterse Beşiktaş taraftarı İnönü'de darağacı kurar ve beni asar!" İşte benim itirazım burada Sayın Bilgili. Gelinen bugünkü noktayı sen istedin, sen! Bakınız, entelektüel bildiğimiz insanlar bile olaya kör gözlükle bakıyorlar. SABAH'tan Mansur Forutan bakın ne yazıyor: "Bilgili gibi yüzü batıya dönük, semt takımına dönüşmüş Beşiktaş'ı bir dünya takımı getiren birinin kattığı çok şey vardı." Gördün mü Sayın Bilgili? Buradan Bay Forutan'a mesajım var: Sayın Bilgili'den önceki başkan bu ülkenin en saygıdeğer başkanı Sayın Süleyman Seba'ydı. Beşiktaş bu ülkenin yükselen değeridir. Geleneğidir, aynasıdır. Beşiktaş semt değil, halkın takımıdır. Bir mesaj da Çocuklar Duymasın'ın senaristi Birol Güven'e. Benim için "Kanatlı kan içici" diyorsun. Terbiyesizleşiyorsun. Gerçekten senin söylediklerini çocuklar duymasın. Çünkü kaka amca olursun.
|