| |
|
|
'Dönüt' ne demek?
Cuma gecesi zaplıyorum... Ceviz Kabuğu (Hulki Cevizoğlu) programında eğitimin Türkçe yapılmasına ilişkin bir tartışmaya şahit oldum. Bir hoca şöyle diyordu: "Araştırma yapıldı. İngilizce eğitim yapılan ODTÜ'deki birinci sınıf öğrencilerinin okuduğunu anlama ve anlatma kapasitesi... Türkçe eğitim yapılan SBF'deki birinci sınıf öğrencilerinden daha fazla. Ancak... Aynı araştırmanın sonuçları, bu öğrenciler dördüncü sınıfa geldiğinde tersine dönüyor. Hatta ODTÜ'lü dördüncü sınıf öğrencilerinin, birinci sınıftayken gösterdikleri başarının altına düştüğünü görüyoruz." Gerçekten ilginç bir veri. Tabii ben araştırmanın girdisini çıktısını bilmiyorum. Ancak cumartesi günü karşılaştığım bir metin, bu sonucun normal olduğunu gösterdi. Bizim gazetede kamuda çalışmak isteyenlere yönelik, (KPSS'ye hazırlık) deneme sınavı soruları vardı. 'Eğitim bilimleri' sorularına göz gezdirdim. Karşıma şöyle kelimeler çıktı: Duyuşsal, dönüt, yordama, pekiştireç, belirtge... Bana bu kelimelerle yazılmış bir metni okutursanız... Anlamam da, anlatamam da! Yani... İngilizce eğitim gören öğrencilerin anlama ve anlatma becerisi düşmüyor. (Aksi halde nasıl mezun olurlar?) Ama siz dile böyle müdahale ederseniz... İkide bir kelimeleri değiştirirseniz... Neticede hem insanların anlama katsayısı düşer... Hem de, asıl vahim olanı, kuşaklar birbirine sağırlaşır.
|