| |
|
|
Google gençliği
Yola çıkarken kendi kendime "Benim orada ne işim var... Çocuklar benden daha iyi biliyorlardır... Tereciye tere mi satacağım..." deyip duruyordum. Maslak'ı geçtim... Büyükdere'ye inerken Kilyos yönüne saptım... Hava pırıl pırıl, ağaçlar yemyeşildi... Birkaç kilometre sonra Özel Yüzyıl Işıl Okulları göründü. Binaya doğru yürürken üstünde "2'nci Bilişim Günleri" yazan tabela gözüme çarptı. İçerisi panayır gibiydi. Öğrenciler bilgisayarların başına geçmiş, harıl harıl uğraşıyordu. Ayrıca bilişim alanında faaliyet gösteren firmalar görüntülü telefondan, çok işlevli yazıcılara ürünlerini sergiliyorlardı. 26-28 Nisan arasındaki Bilişim Günleri'ne Microsoft Başkan Yardımcısı Emre Berkin, ABD'den video bağlantısıyla katılmıştı. Panelde ise Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Tosun Terzioğlu, Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı, Milliyet'ten Abbas Güçlü yer almıştı. Yani hepsi bilişim ve/veya eğitim alanında uzman kişilerdi. Kendime tekrar sordum: Benim burada ne işim var?
*** Okulun yöneticileri, hocaları ve kurucusu Lale Ünaldı ile tanıştık. Gıpta edilecek... İnsana "Ah tekrar öğrenci olsam da, burada okusam" dedirten bir ortam yaratmışlardı. Neyse... Faruk Eczacıbaşı ile sahnedeki koltuklara oturduk. Karşımda bilgisayarla ilgili her şeyi benden kat kat fazla bilen... Ve anında sıkılan küçük canavarlar vardı. Onlara ne anlatmalı? Bizim kuşak bilgisayar ve internetle şunun şurasında 10 yıldır haşır neşir. Karşımdaki öğrenciler ise bilgisayarın 'içine' doğmuştu. Zaten Bilişim Günleri için hazırladıkları projeler de bunu gösteriyordu. Mesela bir grup ışığa duyarlı, ışığı algılayıp ona doğru giden minik makineler yapmıştı. Biz ise o yaşta misket oynuyorduk. İşi gırgıra vurmanın zamanıydı. Tahmin ettiğim gibi de oldu. Bana bir vakitler 'acı çektiren' olaylar... Onlar için şimdi birer 'dalga geçme' vesilesiydi: Örneğin... "Çalışanlar internette çok vakit geçiriyor; en iyisi yasaklayalım..." Ya da: "İnternetin haritası mı çıkarıldı? Promosyon olarak versek; acaba torpido gözüne sığar mı" diyen üst düzey yöneticilerin olduğunu öğrendiklerinde katıla katıla güldüler. Velhasıl hep birlikte eğlendik. Zehir gibi çalışan o genç beyinler için bu tip 'alaturka' olaylar "tarih öncesine" aitti. Bilgisayarsız, internetsiz bir dünyayı tasavvur etmeleri mümkün değildi. Bu kuşağa 'Google gençliği' diyebiliriz. Onlar için bilgiyi ezberlemenin bir de- ğeri yok. Önemli olan doğru 'anahtar kelimeleri' kullanarak bilgiye hızla ulaşmak. Ve bunu en etkin biçimde hayata geçirmek! Yeniden öğrenci olmak istiyorum!
|