İstanbul'da dul bir kadın olmak
Meğer bütün evli kadınlar ne kadar çok korkuyormuş dullardan... Kocası aşık olduğu kadından ayrılsın diye bu akıllı kadınlar büyüye koşuyormuş meğer. Büyücüler para basıyormuş İstanbul'da
Sahne 1 Kadın 20 yıllık kocasıyla artık beraber olmayacağını fark eder. Aralarında hiçbir sevgili ilişkisi kalmamıştır. "Çok iyi dostuz" diye anlatır arkadaşlarına. "45 yaşındayım ve kendimi tutsak gibi hissediyorum" diye devam eder. "Hayatımda aşk meşk falan istemiyorum. Dünyayı gezmek istiyorum. İstediğim zaman kimin ne düşündüğüne aldırmadan isteğimi gerçekleştirmek istiyorum. Kocamın o ağır davetlerine 'eşi' olarak katılıp gülümsemek istemiyorum. Kızım da büyüdü. Ben artık biraz kendime zaman ayırmak istiyorum. Sizlerle gezip dolaşmak, sadece sevdiğim dostlarımla beraber olmak istiyorum." Arkadaşları kadını ikna etmek için çabalar. Kadın sorar "Peki ayrılmamam için tek bir neden söyleyin." Nedenler birbiri ardına gelir: - 20 yıldır evlisiniz. - 15 yaşında bir kızınız var. - Şu anda maddi durumun iyi. Boşanırsan bu yarıya düşecek. - Sen bu istediklerini evliyken de yapabilirsin. - Zaten ne bekliyorsun hayatım, hangi evlilikte 20 yıldan sonra tutku kalır? Ve vurucu darbe gelir. - Hem dikkat et, dul olmak zordur, hem de İstanbul'da. Kadın hiçbirini ciddiye almaz. Boşanır ve hayatını yaşamaya başlar. Peki ne mi olur? Maddi durumu bozulmaz, kocası nafaka vermeyi kendi teklif eder. Kızı durumu düşündüğünden çok daha olgunlukla karşılar. Kadın işyerinde daha fazla seyahat edebileceği bir pozisyona da gelir. Her şey yolunda gitmektedir. Ya dul olmak, o nasıl bir duygu? "Dul olmak zordur dediklerinde ben erkekler peşimi bırakmayacak diye düşünmüştüm açıkçası. Oysa her şeyin başı kadınlar. Boşandıktan sonra hiçbir evli arkadaşım kalmadı. Evli kadın arkadaşlarım kocalarının dul kadın tarafından ayartılabileceğini düşündüler. İşin garibi bunu bana ima bile ettiler. Etrafta en çok dedikodumu çıkaran yine onlar oldu. Yani evliyken ayartamazdım da dulken mi kocalarını ellerinden alacağım?"
Sahne 2 Kadın 50'sinde. Sanırsınız 40. Hem çok güzel hem de işinde son derece başarılı. Üç çocuğu var bu arada. Ne yapmış ne etmiş kariyerin yanında bir yerde onları da büyütmeyi becermiş. Bir gün kocası karşısına dikilir ve der ki: "Hayatım kusura bakma ben başkasına aşık oldum, ayrılmak istiyorum." Kadın hayatının şokunu geçirir. Tatlılıkla, sertlikle, gözyaşlarıyla, kısacası elindeki bütün kozlarla kocasını kararından geri döndürmeye çalışır. Neden mi? E seviyordur kocasını. Aldatılmasına rağmen... Adam kabul etmez, boşanırlar. Hatta ikisi de ünlü isimler olduğu için boşanma ister istemez gazetelere de yansır. Bakın boşandıktan sonra kadının başına neler gelir, İstanbul'da... * Kapısını çalmadık adam kalmaz, evlenme teklif etmek için. (Kadın zengin ya) * En yakın kadın arkadaşları kocalarını kadından uzak tutma yarışına girer. * 20 yıllık komşusu yüzme havuzlarının arasına büyük bir duvar yaptırır. Kocası dul kadını güneşlenirken görmesin diye. (İyi de bu kadın kaç yıldır orada güneşleniyordu ama... O zaman evliydi!) * İş yaptığı bürokratların ve işadamlarının eşleri açıkça tehdit eder onu, "Kocamıza sakın yan gözle bakma" diye. Kadın dayanamaz ve çok güvendiği, kendisinden yaşça büyük bir kadına derdini anlatır. "Nedir bu kadınlardan çektiğim?" diye söze başlar. "Ben niye birinin kocasını ayartayım ki? Evliyken ahlak anlayışım nasılsa, dulken de öyle" Yaşça büyük ve başından iki evlilik geçmiş kadın "Çaresini biliyorum" der. "Sana öyle bir büyücü adresi vereceğim ki kocan sana geri dönecek, sen de dulluktan kurtulacaksın."
*** Ben hikayenin burasında koptum. Pes" dedirten bir tavsiye bu. Size hikayeleri yazdığım kadınlar aslında çok iyi bildiğiniz isimler, hepsi başarılı, güzel, okumuş etmiş, belli bir kültüre sahip kadınlar. Eh insan "çevreleri de öyle tabii" diye düşünüyor. Meğer bütün evli kadınlar ne kadar çok korkuyormuş dullardan? Kocası aşık olduğu kadından ayrılsın diye bu akıllı kadınlar büyüye koşuyormuş meğer. Şaka gibi değil mi? Büyücüler para basıyormuş İstanbul'da. Biraz ilgilendiğimi söyleyince iki önemli büyücü adresi sahibi oldum bir anda. "İstersen araya gireyim hemen randevu alalım, öyle kolay kolay herkese yardım etmiyor şekerim..."
Büyücü kapısında kuyruk olan ve evliliğini kurtarmaya çalışan kadınlar... Hadi diyelim büyü sayesinde koca eve döndü, dönmez ya, mum gibi oturttunuz köşede, size değil de yaptırdığınız büyüye döndü diye mutsuz olmayacak mısınız? Kocalarını dullardan kıskanan kadınlar. Ben sık sık burada yazmıyor muyum "Kadının en büyük düşmanı kadındır" diye. İşte bir örnek daha, acaba hiç düşünmediniz mi dulla ya da bekarla kocanız sizi aldatırsa suç kimde diye? Suç diğer kadında değil kusura bakmayın, o işin kolayına kaçmak. Eğer ortada bir suç varsa emin olun asıl suç sizin evdekinde.
|