|
|
|
|
Tribünlerin sultanları
Onlar tribünlerin kadın fanatikleri. Takımlarına o kadar bağlılar ki hiçbir maçı kaçırmıyor, bütün tezahüratlara eşlik ediyorlar
Tribünlerde bağırıp çağıran, maç sırasında televizyonunun önünden geçtiğinizde kıyametleri koparan, uykusuz geceler boyunca spor yorumlarını izleyen hep erkeklerdir. Peki ya tüm bunları kadınlar yapıyor olsa? Onlar üç büyük takımın, üç fanatik kadın taraftarı. Tek tek konuştuk ve ortaya gerçekten ilginç bir tablo çıktı. İçlerinde "Asla başka takımdan biriyle evlenmem" diyen de var, maç sırasında kendinden geçip ayağını kıran da... Üstelik bu fanatik kadınların hepsi iyi bir kariyere sahip. KÜFÜR EDERİM Banu Birkan Beşiktaş taraftarı, bir iletişim şirketinin sahibi. Beşiktaş dendiği zaman da akan sular duruyor. Banu Birkan'ın bizimle konuşmak için verdiği adres doğal olarak İnönü Stadı. Kendi işini gücünü bırakması yetmezmiş gibi, altı arkadaşını da formalarıyla stada toplamış. Maksat güzel bir fotoğraf olsun. Üç yıl önce maçlara gitmekle başlayan taraftarlığı bu gün doruk noktasında. "Üç seneden beri her maçta varım. Bunca yıl maça gitmeyişimi büyük bir kayıp olarak görüyorum. Bu yüzden uykusuz kaldığım oluyor. Ben tutkulu bir insanım. İnandığım, güvendiğim, taraf olduğum herşeyi sonuna kadar yaşayan bir insanım. Belki bu yüzden bu kadar fanatik bir Beşiktaşlıyım" diyor. Banu Birkan hiçbir maçı kaçırmıyor, maç günleri erkenden kalkıp galibiyete konsantre oluyor, arkadaşlarıyla buluşup kritikler yapılıyor, maçtan yarım saat önce statta yerini alıp çekirdeğini çıtlatmaya başlıyor. Doksan dakikayı başlatan düdük çaldığında o zarif, şirket yöneticisi kadın gidiyor ve yerine tam bir fanatik geliyor; "Ben öyle sakin bir taraftar değilim olamam da zaten. Tezahüratımı da yaparım bazen çok utanıyorum ama küfür de ederim. Arasıra ağzımdan küfür kaçıyor, daha doğrusu bunu biraz yumuşatıp kızgınlık sözleri diyelim. Ama içimden çok ediyorum. Tüm tezahüratlara katılırım. Bazen evde de tezahürat yapıyorum. Bu artık alışkanlık oldu. Gece mekanlarında bile yanımda CD götürüp çaldırıyorum. Bence tribünde kadın erkek diye bir şey yok tribünde taraftar var. Oraya oturduğun andan itibaren sevdalısın gönül vermişsin. Kadınlar daha tutkulu bir cins belki bu yüzden fanatizmi abartabiliyoruz." Fenerbahçe camiasında "Fanatik kadın taraftar" deyince parmakların gösterdiği tek bir isim var; Yasemin Merçil. Bir avukat. Her gün adliye koridorlarında muhatap olduğu hakimler, savcılar, müvekkiller hatta mübaşirlerle ilk sohbet konusu Fenerbahçe. Uzun yıllardır da tribünde; "1995 yılından beri maçlara gidiyorum. ilk deplasman maçım Van'dı. Sekiz yıldır kombine biletim var her maça gidiyorum. Yapı olarak biraz daha istediği şeylere tutkuyla bağlanan bir kişiliğim var" diyor. TAKMIYORLARDI Yasemin Merçil fanatizmi iş edinenlerden. İş taraftarlıkla sınırlı kalmamış. Önce Fenerbahçe'nin kongre üyesi olmuş ardından da Sarı Lacivertliler Derneğinin kurucuları arasında yer almış. Dernekte elbette erkekler çoğunlukta. "300 kişilik dernekte 300 erkek kardeşim var gibi hissediyorum. Onlar bazen giyimime karışırlar, bazen nerede oturduğuma karışırlar, maça gidince onbeş- yirmi erkekten oluşan bir koridorla girerim tribüne. Önceleri bana statta süs objesi diye bakıyorlardı, 'alkışlasın orada renk olsun' diyorlardı. Konuştuğumda lafım dinlenmiyordu, yorumlarım kaale alınmıyordu. Biraz küçümsüyorlardı. On yılımı aldı bunu kırmak. Şimdi lafım dinleniyor." diyor taraftarlık serüvenini anlatırken. Yasemin Merçil fanatizmini günlük hayatta da yaşayanlardan."Fenerbahçeliliğim beni biraz aştı. Fenerbahçeli hakimler beni bilir ben onları bilirim. Bir de özellikle alışveriş yaptığım esnaf Fenerlidir. Fanatizm böyle bir şey" diyor. BACAĞINI BİLE KIRDI Galatasaray'ın kadın fanatiği ise Dilara Endican. Bir prodüksiyon şirketi sahibi. O denli fanatik ki maç sırasında iki üç kez bacağını kırmış. Doğuştan Galatasaray'lı Dilara Endican. Hayatında en iyi kararı Galatasaray'lı olmakla verdiğini söylüyor: "Galatasaray'lı olmak şahane bir duygu. 'Ya yanlışlıkla Fener'li olsaydım' diye çok korkuyorum. Bence bu bir ayrıcalık." Tribünde de bir erkekten farksız. Yeri geldiğinde küfür etmekten çekinmiyor. "Küfür ederim etmiyorum desem gülerler bana. Ama kendi takımımdakine küfür edildi mi çok kızarım. Önceden çok kadın taraftar yoktu statlarda artık daha çok. Kadın erkek diye de ayırmıyorum taraftarı" Galatasaray taraftarı olduğu için dayak bile yemiş. "Bir maç sonrası, karşı takımın -hangisi olduğunu söylemeyeceğim- üzerimde de Galatasaraya dair hiçbirşey yokken karşı takımdaki üç beş kişi benim Galatasaraylı olduğumu biliyordu herhalde. Beni çok ciddi dövmüşlerdi" diyor bu olayı anlatırken.
Sonat Canıdar
|
|
|
|
|
|
|
|
|