| |
|
|
Hasta eder adamı şu bilgisayarlar!..
Nasıl ki sigaraların üzerinde "sağlığa zararlıdır" yazıyor. Bilgisayarların da üstüne yazsınlar aga. Desinler ki: "Eey bilgisayar kullanıcı ahali! Mause (fare) tutan elleriniz tehlikededir ki, öyle böyle değil!.." Dün birazcıkın bahsedip, avans olarak küçük bir "dikkat!" çekmiştim ya, meğer ne çok ilgileneni varmış. Tonla okur ve arkadaş arayıp; "Sahi mi, doğru mu, tehlike mevcut mu?" diye sordu. Halkımın hizmetinde Hepsi de; "Çocuklarının elbilek sağlığından endişeli" olduğunu belirtiyor. Nasıl yalan!.. Diyemiyorlar ki; "Ben gece yarılarından sonra eşimi uyutup Chat'e, ICQ'ya girip 'aşk, arkadaşlık, sanal seks odalarında bin bir muhabbet kurarım. Klavye başından kalktığımda ellerde uyuş ma, bilekle rimde sızıl danma his sederim." Neyse. Elalemin özel hayatı bizi ilgilendirmez. Biz halk sağlığının peşindeyiz efendi!.. Karpal Tünel töreni Yukarıda sunduğumla, bağlantı yapacağım bu bölüm, böyle bir ara başlığı hak ediyor. Karpal dediğim; Bolu-Gerede arası bir sıra dağ adı gibi geliyor ilk okunuşta çünkü. Ama kandırık yaptım, öyle değil. Yani Karpal harita üzerinde görükecek bir coğrafi ad değil. Bu dediğimiz yer; başparmağın iç taraf yüzeysel duyusuyla, işaret, orta ve yüzük parmaklarımızın duyusunu ta- şıyan 'median sinir'in içinden geçtiği, bir mini tünel. Bileğimizin içinde küçücük bir kanal bu yani. Sürekli olarak klavye ve fare kullanınca bileğin iç kısmının masaya teması burada, yani Karpal Tünel'inde sendrom yaratıyor. Liseler dikkat!.. Sadece bilgisayar kullananların derdi değil bu. Mesela hanımlarda sıkça hamur yoğurmak, elde çamaşır bulaşık yıkamak da tetikliyor olayı. Ayrıca marangozlar, fırça kullanarak boya veya resim yapanlar, tenis oynayanlar (Tezkan dikkat!), direksiyon sallayan şoförler, kasaplar falanda da çok görülüyor. Bu arada hobiler de çok önemli. Mesela; "erkek yatılı liselerinde genç kardeşlerin, sıkça 'el arabasına binme' hobisi, giderek tüneli tıkayan hale dönüşür" diyen ahlak hocaları da var. Uykulardan uyandırır!.. Teşhisi kendiniz koymak isterseniz, kendinizi dinleyin. En önemli belirtisi el bileğini kullanarak yapılan hareketli işlerde uyuşukluğun meydana gelmesi ve özellikle ilk üç parmakta elektrik çarpar gibi bir elektriklenmenin hissedilmesi. "Bazen ilerleme o kadar olur ki yanma tarzı bir acı kişiyi uykudan uyandıracak kadar fazlalaşır" diyor doktorlar. Peki n'apıcaaz?.. Şükür ki tıp epey ilerledi. Yanim bu acılı hastalığın tedavi yolları mevcut şükür ki. Bakın onun da yolu yordamını nasıl anlatıyor hekimler: "Tedavide esas olan Karpal tünelin sertle- şebilmesidir. Bu da cerrahi olarak ligaman kesilerek median sinir üzerindeki bası ortadan kaldırılır." (YN: Ben de bi şey anlamadım. Hı hı diye kafa salladım) Ayrıca; "geceleri elin yüksek bir yere konularak istirahat edilmesi.. İçinde B6 vitamini bulunan B kompleks vitaminleri yutmak da iyi gelir" dediler, buraları gayetle iyi kavradım. Haa bu arada, sakın ola ki bileği sıkıca sarıp bandajlamayın. Çünkü sinire daha çok baskı yapar hastalığı daha da azdırırmış... Cerrahi müdahale "İlaç tedavisi ile şikâyetleri geçmeyen hastalar, daha fazla zaman geçirmeden, yani sinir harabiyeti daha fazla artmadan, cerrahi tedaviye alınmalıdır" da diyorlar ama, hemen tırsmayın. Bunun için hastanede yatmanız gerekmezmiş. Ayakta gelen bir hastada lokal anestezi ile o bölge uyuşturulup, kısa süre içinde de median sinirin üzerindeki karpal ligaman kesilerek sinire özgürlük verilirmiş kolayca. Üç ay içinde de, tenise, kasaplığa, çamaşır-bulaşığa, klavye başında sanal aşk yapmalara, liselerde çavuşu tokatlamaya devam edilebilirmiş. Bu ne güzel bir şey a dostlar. İyi ki tıp var di mi?..
|