| |
|
|
Toledo'yu satmak.. Mardin'e bakmak..
Bir yandan nasıl haz alıyorum, yaşadıklarımdan.. Ve de bir yandan nasıl kahroluyorum.. Yani hüngür hüngür ağlamak geliyor içimden, alenen.. Toledo'yu dolaşıyoruz.. İspanya'nın en eski kentlerinden biri.. Aynen muhafaza etmişler.. Dört yanı nehir, ortada bir tepe.. Tepede, surlar içinde tarih.. Korku insanları nerelere kaçırmış.. Muhteşem bir ova orada dururken, tepeye, güçlüklerin içine yerleşmişler.. Ama güçlükler istilacılar için de var.. Önce suyu aşacaklar, sonra tepeye tırmanacaklar. Onlar güç bela bunu yapmaya çalışırken, surların arasında oturan Toledolular da onları keklik gibi avlayacak.. Hesap bu.. Diyelim bütün bunları aştılar girdiler içeri.. Öyle "Hüryaa" girmeleri söz konusu değil.. Yer yer kollarınızı açtığınızda iki duvara değeceğiniz kadar dar sokaklarda gene teker teker avlanma durumundasınız.. Bu dar sokakların bir sebebi de iklimmiş.. Tam Ankara'nın kara iklimi.. Bir de tepede düşünün, soğuk ve rüzgarı, hani arkadan tık yapınca kulak düşer ya, öylesi.. Rüzgar esmesin diye daracık daracık sokaklar.. İşte o daracık, daracık, sokaklarda trekking yapıyoruz.. Tepe ya.. İnişler, çıkışlar.. Biz Arap kapısından girdik.. Üç kapısı var kentin.. Üç mahallesine açılan.. Yahudi, Arap ve İspanyol.. Yahudileri hem de nasıl temizlediklerini en iyi biz Osmanlı torunları biliyoruz. Kaçabilen soluğu buralarda almış. Kalanları "Biz Hıristiyan olduk" demelerine bile bakmadan halletmişler.. Bir iki Yahudi evi muhafaza edilmiş, bir de sinagog, ama boş. Sinagog kapalı.. Arap mahallesinin içinde kalmadık. Bir iki aile hala yaşıyormuş, ama Araplar izleri ile hala orada.. Mesela mimarileri.. Endülüs tarzı binalarda okunuyor.. Bir de kentin ününü dünyaya taşıyan mücevherciler, hala Şam İşi yapıyorlar.. Daracık sokaklar, kafe, restoran, antika ve hediyelik eşya satan dükkanlarla dolu.. Toledo bıçakları dünyaca ünlü imiş.. Demire su verilir ya, çelik yapılırken.. Bura nehrinin suyunun benzeri dünyada yokmuş da, ondan bulunmaz Bursa bıçağı imiş Toledo bıçakları.. Bir de Hıristiyanlar için hac yeri gibi bir katedral var tabii.. Avrupa'nın en büyüğü değil, ama en güzellerinden biri.. Önemi.. Papa'dan sonra en itibarlı Katolik kardinalinin makamı burası.. Bura da önemli bir ziyaretgah.. Sokaklar Japon dolu, Alman, Fransız, İtalyan dolu.. Türk dolu.. Dünyanın dört bir yanından gelen insanlar her mevsim Toledo'yu dolaşıyor, oraya tonlarla dolar, euro bırakıyorlar. Döndüklerinde aynen benim gibi Toledo'yu yazıyor, anlatıyorlar.. Yeni yeni insanlar buraya gelmek, görmek için can atıyorlar.. Toledo, İspanya'nın turizm merkezlerinin başında geliyor. İspanya turizmi dünya rekorları kırıyor.. İşte kahrolma sebebim de bu.. Nasıl bir keyif içinde geziyorum Toledo'yu.. Ve de aldığım her haz, misliyle kahır olarak dönüyor bana. Çünkü nereden bakarsanız bakın on Toledo edecek Mardin'den, benim Mardinimden dünyanın haberi yok.. Nasıl olsun ki, daha bizim haberimiz yok.. İnanın, hiç abartmıyorum.. Aynen Toledo gibi Mardin ovası dururken tepeye kurulmuş eski Mardin bugün aynen duruyor.. Toledo'dan bin eski.. Toledo'dan bin güzel.. Dünya tarihinin en eski kiliseleri burada.. Mardin, dünyanın en eski yerleşim merkezlerinden biri.. Yani kentleşmenin, yerleşmenin ilk örneklerinden biri değil sadece, Hıristiyan dininin ilk izleri de burada.. O Şam işi denen mücevherciliği gelin Mardin'de görün.. Mardin'e turistik amaçla giden Türk biliyor musunuz çevrenizde.. Ya da Mardin'e tur düzenleyen bir şirket duydunuz mu?.. Niye duyasınız ki?.. Kim duyuracak ki?.., Mardin'e gidin de eski Mardin'e, kaleye gitmeyi deneyin.. Askeri bölge sokmazlar ya.. Diyelim girdiniz.. Ne yapacaksınız ki.. Nerede o cafeler, restoranlar.. Nerede o antika, hediyelik eşya satan dükkanlar.. Mardin'in yeni tarafında kahveler var.. Yığınla işsiz ve umutsuz insanın bir çay içerek akşama kadar boş bekledikleri kahveler.. Mardin'i devlet bilmiyor.. Mardin'i medya bilmiyor.. Mardin'i Mardinli bilmiyor.. Nerde Mardinliler.. İşadamları.. Milletvekilleri.. Gazeteciler.. Erkan Mumcu.. Erkan Mumcu diye çığlık atacağım.. Ayıp.. Her şey mi devletten beklenir yahu.. Minnacık bütçesi ve komik olanakları ile Turizm ve Kültür Bakanı hangisine yetişecek bunların.. Medya.. Dönüp dolaşıp medyaya geliyorum.. Bu ülkede medya görevini yapsa, pek çok çarkı harekete geçirir.. Ama medyada Mardin'i gidip gören, Mardin'in farkında olan mı var.. Yolları düşerse gider Toledo'yu ağızlarından sular akarak gezerler, ama ruhları bilmez ki, hem de nasıl bir Toledo, kaç Toledo Türkiye'de var?..
*** Doğuş Holding'in davetlisi olarak iki gün Madrid'de kaldım.. Ben hayatımda bu kadar güzel organize edilmiş gezi az gördüm.. Bu tür davetler artık bana hem de nasıl angarya geliyor.. Sevgili kardeşim Erman Yerdelen ve bizzat Ferit Şahenk dostumun ısrarları olmasa yerimden kıpırdamazdım, ama iyi ki gitmişim.. Nasıl mükemmel bir organizasyon yapmışlar konuklarını ağırlamak için anlatılmaz.. İki günde öyle güzel şeyler yaşadık ki, günlerce anlatabilirim.. Anlatacağım da..
|