|
 |
|
 |
  |
|
Rakiplerin zoraki dostluğu
Akademi Türkiye evine öğle yemeğine misafir olduk. Ve gördük ki kameralarla yaşamak onlar için artık yadırganacak bir durum halinden çoktan çıkmış.
Tüm zamanlarını kamera dolu bir evde geçiriyorlar. Maslak'ta bulunan Atatürk Oto Sanayi Sitesi'nin içindeki Rentaş İş Merkezi'nin en üst katı, Akademi Türkiye'nin öğrencileri ve aynı zamanda yarışmacıları için ev ve okul olarak hazırlanmış. Bizim için en büyük sürpriz, eve girer girmez kameralarla burun buruna gelmemiz oldu. İnsanın kendisini mühim biri gibi hissetmesini sağlayan bu durum (!), ön salonda yemek yiyen yarışmacılar tarafından o kadar kanıksanmış ki, önlerindeki tabağa bir kaşık mesafe kadar yaklaşan kamerayı umursamadan Nezih Restoran'ın baş aşçısı Mehmet Usta'nın lezzetli yemeklerini yiyor, tavukları elleriyle parçalamaktan çekinmiyorlar.
DUYGUSAL MÜCAHİT Bizi kameraların arkasından karşılayan, evin duygusal Adanalı'sı Mücahit oldu. Mücahit, hemen anlatmaya başladı; "Burası çok eğlenceli. Ama bir o kadar da evimi özledim". Çocukluğunun yaz tatillerinde inşaat ustası babasının yanında amelelik yapan Mücahit, ailesinden bahsederken gözleri doluyor. Bu arada iki kameraman yarışmacılarla sohbetimizi çekerek canlı yayına aktarıyor. Bir an konuşmalarımın anında yayınlandığı hissi beni tedirgin ediyor. Kollarını sıyırmış tavuk kanat yiyen Jale'ye yöneliyoruz. Burnunun dibindeki kamerayı farketmeyen Jale fotoğraf çekmek için objektifimizi yönelttiğimizde yemeyi bırakıp ellerini siliyor ve "Bu halimle çıkmayayım" diyor. O haliyle aslında canlı yayında olduğunu hatırladığında ise kısa bir gülme krizine tutuluyor.
ELENSEM ÇOK ÜZÜLMEM Halkın oylarıya yarışmaya katılan Özgür, halka çok güveniyor; "Elensem de aralarına alırlar..." Özgür'ün son hafta Tuğçe ile birlikte ceza koltuğunda kendini bulması, soğuk duş etkisi yaratmış. yine de güvenini belli ediyor: "Beni buraya halk getirdi elensem çok üzülmem".
GERGİNLİK SİVİLCE YAPMIŞ Kameralarla gözetlenen ev, en çok Pınar'ı yıpratmış. "Burada çok iyi dostluk kurduk ancak kardeşler bile birbirine kızar. Biz o kadar kızamıyoruz birbirimize. Herkes izliyor çünkü. Bazı şeyleri içime atmak sıkıntı yarattı bende" diyor.
BEN OLMAZSAM BARIŞ Barış, eleştirilerine cevap vermek istiyor; "Sahneye çıktıktan 10 saniye sonra heyecanım gidiyor. O anda rol yapmak aklıma gelmiyor" diyor. Deha ise "Bu yarışmadan kimin birinci olacağı belli değil ama ben olmak isterim. Ben olamazsam Barış olsun" diyor...
YARIŞMANIN BARBIE KIZI ÖZGE Özge duruşu ve gülüşüyle, tarzıyla tam bir "Bahar Kız". Rengarenk, puantiyeli,fırfırlı kumaşların, uçuşan eteklerin üzerinde nekadar iyi durduğunun o da farkında; "Giydiğim kıyafetlerden şikayet ettiğimi hiç hatırlamıyorum. Sahnede kendini iyi hissetmem, şarkıyı iyi söylemem demektir. Kıyafet iyi olduğu için şarkılarımızı iyi söylüyoruz".
ÖZGÜR'Ü TAKIM ELBİSE İLE DÜŞÜNEMEM Sarı saçları, güzel gözleriyle genç kızların idolü Özgür. Bir de üzerinden düşecekmiş gibi duran pantolanları, salaş gömlekleri giyince... Dilara Endican Oğlum olsun Özgür gibi olsun" diyor. Özgür de Dilara Hocası'na tapıyor; "Böyle giyinince kendimi kendim gibi hissediyorum. Takım elbise adamı değilim. İnsanlar tarzımı sevdi galiba".
EN SPORTİF YARIŞMACI TOLGA Tolga ilk bakışta ne makyajı, ne de aksesuvarı kaldırabilecekmiş gibi görünmüyor. Ama Dilara Endican'ın sihirli dokunuşlarıyla artık tarzını bulmuş; "İlk başlardan beri kendimi emin ellere bıraktım. Şu an karşınızdaki Tolga, benim bu yarışmadan önce tanıdığım Tolga'dan farklı değil. Bu halim, beni tam anlamıyla yansıtıyor".
GİYİME EN MERAKLILARI DEHA Ne giydiğine, nasıl giydiğine, hangi markayı taşıdığına en çok dikkat eden yarışmacı Deha. Neredeyse giydiği kostümün kumaş kalitesine inecek kadar detaycı. Kendine özgü bir tarz yaratmak için gömleklerini kesecek kadar cesur. "Farklı olmayı seviyorum. Herkesin giydiğini giymek beni rahatsız ediyor" diye konuşuyor Deha...
NALAN ABİYE KIYAFETİ İYİ TAŞIYOR Evin ablası olan Nalan'ın kıyafetlerine de o hoş tarzı yansıyor. Kendini olduğu gibi hissedenler arasında o da var; "Sahnede kendini iyi hissetmek çok önemli. Buyaptığınız her şeyi etkileyebiliyor. Şarkıya hakimiyetinizi, dansınızı ve sahneye konsantre olmanızı... Ben kendimi çok rahat hissediyorum. Bu da şarkıyı söyleyiş tarzıma yansıyor".
BÜLENT İPEK
|
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|