|
 |
|
 |
  |
|
Beyaz eşyanın soğuk yüzü sanat aracılığıyla renkleniyor
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri, teknolojinin soğuk ve tekdüze görünümünü, kendi deyimleriyle 'sanatla renklendiriyor'. Eserler, MUDER 2004 Fuarı'nda sergilenecek.
Onlar yaptıkları işi 'beyaz eşyanın yüzünü sanatla renklendirmek' olarak tanımlıyor. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri, teknolojinin beyaz eşyalara kattığı tekdüzeliği ve soğukluğu, olabilecek en güzel şekilde renklendirerek kırmaya çalışıyor. Ve bugünden başlayarak 11 Nisan tarihine kadar Beylikdüzü TÜYAP'ta gerçekleşecek olan "MUDER 2004 / 5'inci Mutfak-Banyo ve Ankastre Fuarı" için hazırladıkları bu proje, büyük ilgi göreceğe benziyor. Elektrolux ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin fuar için hazırladıkları bu ortak çalışma, teknolojiye nasıl insani öğeler katılacağının çok başarılı bir örneği. Yapılan çalışmada, bir buzdolabı ve bulaşık makinesi üzerine doğadan esinlenilerek kuşlar, gökyüzü ve nilüfer çiçekleri yansıtılmış... Dördüncü sınıf öğrencisi Özlem Uzun ve üçüncü sınıf öğrencileri Murat Sezer ile Berna İpek'in ortak çalışması sonucunda ortaya çıkan eserlerde hocaları Zafer Mintaş'ın da katkısı da büyük... Proje, Elektrolux cephesinden Güzel Sanatlar Fakültesi'nin dekanı Hüsamettin Koçan'a gelmiş. Ve tabii doğrudan öğrencilere... Özlem, Murat ve Berna, projenin eskizleri, oluşumu ve yapımını tamamen kendileri üstlenmiş. Hocaları Zafer Mintaş, projeyi şöyle anlatıyor: "Teknoloji yaşamımızı çok kolaylaştırıyor ama bir yandan da bir soğukluk bir yabancılaşma getiriyor hayatımıza, onu nasıl yumuşatabiliriz, nasıl daha renklendirebilir, nasıl çekici hale getirebiliriz konusunda bir fikir gelişmiş ve bu fikir gelmiş akıllarına. Sanata da yakın olmak istediklerinden böyle bir fikir doğmuş. Tabii fuar için bir etkinlik düşünülmesi de, bu çalışma için büyük etken". Projenin devamının getirilip getirilmeyeceğine gelince... Zafer Mintaş, bunun yapılabileceğini ancak bunun için firmaların teklif getirmesinin çok önemli olduğunu belirtiyor. Bu konuda en çok altını çizdiği nokta ise, dekan Hüsamettin Koçan'ın sanatı hayatın içine sokmak isteyen yapısı. Böyle bir çalışmayı herhangi bir firma ile sipariş usulü üretime geçirme fikrine öğrenciler bir hayli kapalı: "Bize göre böyle bir çalışmanın seri üretime dökülmesi çok yanlış olur. Çünkü bu tek ya da birkaç tane olduğu zaman anlam kazanıyor. El işi olsa da, fabrikasyona girerse değer kaybına uğrar."
SEZEN BAŞARAN
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|