Çikolata Karakterler
Masumlar sütlü, materyalistler siyah, adaletliler ise beyaz çikolatayı tercih ediyor
Ve gri ve soğuk ve ıslak ülkeden başka bir ülkeye yol alacakların hediye sorunu pek olmaz. Herkesin hediye olarak almayı düşündüğü ilk şey çikolata olur. Yunan asıllı Leonidas Kestekides 1912 yılında pralini Belçika'ya hediye etti. Bir asırdır Belçikalılar hediye almak zahmetinden kurtuldu. Nereye ve kime gitseler hemen bir pralinciye uğrayıp, Leonidas paketi yaptırırlar. Çikolata deyip, geçmemek gerekiyormuş. Bilimadamları -nedense bu kişi kadın da olsa- "Çikolatanı söyle sana kim olduğunu söyleyeyim" diyorlar. Yani insanın yediği çikolatadan veya çikolata kağıdını çöpe atma şeklinden karakter analizi yapılabiliniyormuş.
Yeni Zelandalı psikolog Murray Langham "Çikolata Terapi: İçindeki özü keşfetmeye cesaretin var mı?" (Chocolate Therapy: Dare to Discover Your Inner Self) adlı kitabında çikolata bilimini konuşturuyor. Langham, insanın yediği çikolatanın şekli, formu, dolgusu ve ambalajının kişiliği' ele verdiğini söylüyor. Langham yaptığı analizde, masum ve geçmişte yaşayan kişiler, sütlü çikolatayı, materyalist ve geleceğe güvenle bakan kişilerin siyah çikolatayı, adil ve dünyanın merkezi olduklarını düşünen kişilerin ise beyaz çikolatayı tercih ettiklerini anlatıyor yeni kitabında. Terapilerinde hangi çikolatayı tercih ettiklerini sorduğu müşterilerinden yola çıkan Langham, sosyal ve sekse düşkünlerin oval, sabırsız ve kişiliği oturmamış kişilerin dolgulu çikolatayı yediklerini yazıyor.
Langham sadece çikolatanın değil çikolata kağıdının da önemli olduğunu vurguluyor. Çikolata kağıdını buruşturup atanların kafalarının karışık veya çikolata kağıdını özenle katlayanların sıkıcı yatak hayatlarının olduğunu tespit etmiş Murray Langham.
MÜZESİ DE VAR Tam "Bu kadarı da fazla, çikolatadan karakter analizi mi yapılırmış?s" diye düşünürken bir de çikolata müzesi çıktı. "Çikolatanın da müzesi mi olurmuş" demeyin. İspanya'dan yola çıkıp Hindistan'a gitmek isteyen Kristof Kolomb tesadüfen de olsa yeni dünyayı keşfetti. Kolomb, sadece yeni dünyayı değil aynı zamanda çikolatayı da biz insanoğullarına hediye etti.
Çikolatanın lezzetini ilk tadan ademoğlu Aztekler, soyluluğun bir simgesi olarak kakao çekirdeği ve baharatlarla oluşturulan acı bir içecek olarak kullanırlar. Az bulunan bu içeceği, sadece çok zenginler içebiliyordu. Kolomb, yeni dünyadan evine dönüşte yanına bir de çok değerli hediye aldı. Bu hediyeyi kralına sundu ve çikolatayı ilk tadan Avrupalı 16. yüzyılın ortalarında İspanya Kralı Philip oldu. Çikolatadaki kakao yağı ve şeker insana 'mutluluk' verdiği için eski çağlarda "Tanrıların besini" olarak adlandırıldı. Tanrıların besini benim ülkemde hala 'Aztek devri'ni yaşasa da Brüksel'de çikolata müzesi açıldı. Ağlayan şehre yolu düşenler artık çikolata müzesini ziyaret ederek, insanların karakter analizini yapacaklar.
|