|
|
|
|
|
|
Kış bahçesinde yemek
Nişantaşı'nda bir bahçenin camekanla kapatılıp restorana dönüştürülmesiyle oluşturulan "Cammekan" zengin bir menü sunuyor.
*** Kış bahçesinin farklı lezzetleri
Nişantaşı'nda Abdi İpekçi Caddesi'ne bakan restoranlar içinde en kalabalık olanları, ya bir saydam çadırla kapatılarak yola doğru taşanlar ya da geniş, camlı cephesi bulunanlar. İnsanlar buralarda yemek yerken, bir yandan da gelip geçenleri seyretmeyi yeğliyor olmalılar. Diğer restoranların kuşkusuz bu açıdan dezavantajları var. Ama içlerinden birinin durumu daha da ciddi; adı "Cammekan" ama dışarıdan baktığınızda adının çağrıştırdığı manzara ve ortamla ilgili hiçbir ipucu bulamıyorsunuz.
Kapısına, ancak yoldan birkaç basamak inerek ulaşılıyor. Yani restoranın ön cephesinde manzara yok. Restoranın adıyla gördükleriniz kesinlikle uyuşmadığı için, ısrarla "cam mekan"ın neresi olduğunu soruyorsunuz, size koridorun sonuna ilerlemeniz tavsiye ediliyor. Burada ise hiç beklemediğiniz bir görüntüyle karşılaşıyorsunuz... Binanın arka cephesi bütünüyle kaldırılmış. Döner bir merdivenle bodrum katın bahçesine iniliyor.
Arka bahçe, giriş katının tavanına kadar bir cammekanla kapatılmış. Dolayısıyla, birden kendinizi Nişantaşı'nın ortasında çok yüksek tavanlı bir kış bahçesinde buluyorsunuz. Dışarısı karlı olsa da, komşu binalardan buzdan sarkıtlar görülse de, "Cammekan" değişik yerlere yerleştirilen kırmızı ötesi sobalar sayesinde sıcacık bir yemek ortamı sunuyor. Ben buraya bir öğlen geldim. Sofraya oturur oturmaz, menüyle birlikte değişik ekmek çeşitlerinin yer aldığı bir sepet ve içinde mercanköşk ve diğer kokulu otlarla tatlandırılmış bir zeytinyağı tabağı getirildi önüme. Menü oldukça zengin.
Genelde, sağlıklı ve hafif yemeklerin ağırlıkta olduğu hemen fark ediliyor. Somon ve dana carpaccio, ızgara sebzeler, menünün başlangıçlar bölümünde dikkati çekenler arasında. Salatalar bölümünde her biri başka yemek ısmarlamaya gerek kalmadan karın doyurabilecek kadar zengin, 16 çeşit salata sıralanmış. Restoran menülerinin son zamanlarda ortak yemek grubu makarnalar, burada da gözetilmiş.
Cammekan'ın menüsündeki ayırıcı özellik, "Wok seçenekleri" başlığı altında yar alan Hint ve Uzakdoğu mutfaklarından bir takım seçmeler. Ana yemekler yine pek çok restoranda gördüğümüz gibi, çeşitli adlar altında ızgara et, tavuk ve balıklar. Sadece garnitürleri ve bazılarının değişik soslarıyla orijinalite sağlanmaya çalışılmış. Ben yemeğimi Çin tavası "Wok"ta yapılan yemekler arasından seçtim: Portakal soslu, susamlı, çıtır dana eti...
Ancak bu yemeğin yanında herhangi bir garnitürü olmadığını öğrenince, yanında ona uygun olarak Japon şehriyesi, "sebzeli noodle" getirilmesini istedim. Salataların dev porsiyonları gözümü yıldırmıştı. Ama garson, restoranın adını taşıyan, soya filizli, dil peynirli, bonfile dilimleriyle bezenmiş "Cammekan salatası"nı daha küçük bir porsiyon halinde getirmeyi önerdi. Çıtır dana eti çok lezzetliydi. Ancak salata, kar fırtınasından nasibini almıştı. Normal zamanda donmuş, pörsümüş, rengi değişmiş böyle bir salata skandal sayılabilirdi. Ancak koşullar gereği, bir ölçüde hoşgörüyle bakmam gerektiğini düşündüm. Yine de ben o restoranı işletiyor olsaydım, bu denli kötü salatayı müşteriye servis etmektense, menüde değişiklik yapar, iki ya da üç salatayla yetinirdim. Onları da göbek salata dışında farklı malzemelerle hazırlardım.
Cammekan'ın şarap menüsü tatmin edici. Fiyatlar da makul. Yerli şaraplar 27 milyondan başlıyor. En pahalı yerli şarap, 55 milyon lira ile Sarafin Merlot. Yabancılar da uygun kar marjlarıyla menüye alınmış. Burası bar olarak da müşteri ağırladığı için, tüm bira çeşitleri ve diğer içkiler de mevcut. Kahve menüsü ise iddialı. Alkollü kahve çeşitleri, aromalı kahveler, Kenya'dan Endonezya'ya belli başlı dünya kahveleri çok değişik pişirme yöntemleriyle hazırlanıyor. Tabii bol köpüklü Türk kahvesi de bunlar arasında... Cammekan'dan gerçi caddeden gelip geçenler görülmüyor. Ama arkadaki kış bahçesinde, farklı bir atmosferde iyi bir yemek yeme olanağınız var. Denemeye değer...
Deniz Erbil
|
|
|
|
|
|
|
|
|