|
|
Fatma Bacı'nın gözlerindeki ışık
İpek Tuzcuoğlu ve Yavuz Bingöl hayatlarının en anlamlı rolünü bir hastanede oynadılar
GÜNÜN 20 saatini televizyon ya da bilgisayar ekranı önünde geçirdiğim için gözlerim artık iflas etmişti. Muayene için İstanbul Cerrahi Hastanesi'ne gittim. Tesadüfe bakın ki, hastane aynı gün son derece "hayırlı" bir organizasyona da ev sahipliği yapıyormuş. Duyunca hemen 8. kata çıktım. Yeni bir televizyon dizisine hazırlanan İpek Tuzcuoğlu ve Yavuz Bingöl, "cana can katacak", bir kadına duyguların en güzelini, "anneliği" tattıracak bir organizasyona sponsor olmuşlardı. Peşrev faslının uzadığının farkındayım. Olayı kısaca özetleyeyim: Fatma Takmaz'ın çocuğu olmuyordu. Neredeyse bütün mal varlığını hastane hastane dolaşıp, çocuk sahibi olmak için harcamıştı. Sonunda parası da, umutları da tükendi. Fatma Bacı, Çocuğumu İstiyorum Derneği tarafından başlatılan ve İstanbul Cerrahi Hastanesi'nin önayak olduğu tüp bebek kampanyasından haberdar oldu. Ünlü sanatçılar İpek Tuzcuoğlu ve Yavuz Bingöl de operasyonun maddi bölümüne kişisel olarak katkıda bulunmayı kabul ettiler. Sonunda Fatma Bacı'mız hamile kaldı... Önceki gün hastanede hem İpek, hem Yavuz, hem 1, 5 aylık hamile Fatma Bacı hem de bir oda dolusu medya mensubu vardı. Yıllarca süren özlemin ardından annelik heyecanını yaşayan Fatma Takmaz'ın gözlerindeki o pırıltıyı görmenizi isterdim. Bunun asla parasal bir karşılığı olamazdı. İpek ile Yavuz olaydan o kadar etkilendiler ki, aynı durumda bulunan 4 hastanın daha tedavi masraflarını üstlendiklerini açıkladılar. Bu duygusal manzarayı izlerken kafamda bir şimşek çaktı. Acaba dizilerin ya da özel organizasyonların tanıtımları neden hastanelerde, esirgeme kurumlarında ya da huzurevlerinde değil de Laila'da, Reina'da yapılır? Medya ise medya, tanıtım ise tanıtım. İçkiye, eğlenceye harcanan, özetle "havaya savrulan" parayla "cana can katmak" dururken...
|