|
|
TRT'de kazı çalışmaları yapılıyor!
Yeni Genel Müdür Şenol Demiröz'ün TRT'deki mesaisine "hafriyat yaparak" başladığını biliyor muydunuz?
GEÇTİĞİMİZ cuma günü TRT İstanbul Televizyonu'nda yeni Genel Müdür Şenol Demiröz ile birlikteydim. Demiröz'ün ilk icraatlarının sevilen yerli dizileri kaldırmak, kadın müdürlerin yerine erkekleri atamak olduğunu duymuştuk. Ama bu haberlerin bir ayağı eksikti. Çünkü içlerinde yeni Genel Müdür'ün sözleri, savunması yoktu. En iyisi olayı "yerinde" incelemekti. Peşinen söyleyeyim; Şenol Demiröz öyle propaganda malzemesi yapıldığı gibi, iktidarın dümen suyuna girmiş, sırtı Batı'ya dönük biri değil. Hatta tam tersi. Son derece yenilikçi, "radikal" reformları gerçekleştirmeyi hedefleyen ve üstelik TRT'ye model olarak BBC'yi alacak kadar da yüzü Batı'ya dönük bir bürokrat. Dizilerin yayından kaldırılış nedenlerini ve yeni atamaların arkasında yatan gerçekleri daha sonraki yazılarıma saklayıp; görünce, duyunca dehşete kapıldığım bazı TRT gerçeklerinden söz edeyim önce: Ben gittiğimde Demiröz, binanın bodrum katlarını teftiş ediyordu. Eskiden stüdyo olarak kullanılan bu bölümler şimdi hurdaların bir köşeye atıldığı, farelerin cirit attığı viranelere dönüşmüş. Eminim, eski genel müdür de dahil olmak üzere o binaya girip çıkanların büyük çoğunluğu o katlara hayatlarında bir kez bile inmemişlerdi. Köşeye atılmış bir kayıt cihazının üzerinde aynen şu ibare vardı: "Bu cihazla renkli kayıt yapabilirsiniz!" Şu hale bakın, TRT renkli yayına geçeli yıllar olmuş, ama siyah-beyaz dönemden kalma hurdalar hala orada duruyor. Ama sanırım, bu hurdalar yalnızca "cihaz" düzeyinde değil. Anlayış olarak da TRT bir "hurda cenneti" halinde. Şimdilerde Şenol Demiröz ve ekibi, ellerinde kürek, TRT binalarının bodrum katlarından hafriyat yapmaktalar. Hem gerçek, hem de mecazi anlamıyla... Sonra Demiröz'ü, binanın çatısında gördüm. Vericileri inceliyordu. TRT'nin yurt sathındaki verici-yansıtıcıları "lambalı" denilen ilkel bir sisteme sahip. Bu sistem, dijital yayına elverişli değil. Ayrıca lamba değişimi ve bakımı için yılık 7 milyon dolar ekstra harcama gerektiriyor. Bu masrafın üç yıllık tutarıyla yeni sisteme geçilebilir. Ama hayır, mevzuat hazretleri ve "hurda zihniyet" bunu yılarca engellemiş! Gelin size "hurda zihniyetin" bir başka uzantısından söz edeyim: TRT, araçlarının benzin ihtiyacını karşılamak için bir benzin istasyonu kurmuş. Evet, evet TRT'nin özel bir benzin istasyonu var! Hatta TRT kendi malı olan tanker filosuyla rafinerilerden buraya benzin ve mazot taşıyor. Sonra TRT'nin araçları onlarca kilometre yol kat edip, yani benzin harcayıp, bu istasyona gelerek depolarını dolduruyor, sonra da göreve çıkıyorlar. Yahu "Taşıt Tanıma Sistemi" diye medeni bir uygulama var. Türkiye'ye geleli neredeyse 5 yıl oldu. Taktırın araçlara, istedikleri istasyondan benzinini alsın, sora da kuruma otomatik olarak fatura edilsin! Bu neye benziyor biliyor musunuz? Bir buzdolabı fabrikasının, ürünlerini taşımak için havaalanı inşa edip, uçak filosu kurmasına... TRT bu haliyle jilet olmayı bekleyen bir tanker hurdasına benziyor. Parmağınızı nereye bastırsanız, içeriye göçüyor. Bu enkazı kaldırmaya bir Demiröz yetmez... Allah kolaylık versin!
|