|
|
Her üç yılda bir derin güvensizlik
Bitişikteki grafik Türkiye'nin 16 yıllık özetini veriyor. Merkez Bankası'nın her ay 500 civarında sanayi kuruluşundan aldığı İkdisadi Yönelim Anketi'nden türettiği bir endeks. Reel kesimin, yani sanayi kesiminin genel gidişat, ihracat, yatırım, sipariş, stok, istihdam, üretim düzeyi gibi alt kalemlerde ölçtüğü nabzı "Reel Kesim Güven Endeksi" ile ortaklaştırılmış. Endeksin 100'ün altına düşmesi güvensizliğin, üstüne çıkması güven artışının göstergesi. Aylık bazda hesaplanan endeks Türkiye'nin ekonomik nabzını aynen yansıtıyor. Merkez Bankası'ndan farklı olarak biz endeksin en alt ve en üst düzeyine yol açan olayları ekledik. Endeks en yüksek düzeyine Aralık 1987'de ulaşmış. 123 düzeyi, Özal iktidarının, seçimi ikinci kez almak için ortamı müthiş makyajladığını yansıtıyor. Ancak hemen ardından bu seçimin faturası geliyor gündeme. 4 Şubat 1988 kararları ekonomiyi daraltılıyor. 1989 sermaye hareketlerinin serbest bırakılması ile içeri giren sıcak para sayesinde ekonomi yeniden canlanıyor. Ancak bu kez de Ocak 1991'deki Körfez Savaşı geliyor. Güven endeksi yeniden 74'e iniyor. 94 krizi daha derin bir güven bunalımına yol açıyor ve endeks 61 ile en düşük seviyesine iniyor. Aynı düzeyi 2001 krizinde bir kez daha görecek. Bu arada Aralık 1998'de hem Rusya krizinin hem de içeride hükümet krizinin etkisiyle endeks 60'lı rakamlara geriliyor. 3 İyileşmeler sınırlı- 16 yıla bakınca, iki savaş, iki büyük ekonomik kriz ve bir dış ekonomik şokun etkisi ile sanayi kesimi derin güven bunalımına girmiş. Bu bunalımlarla endeks normalin yüzde 40'ı kadar aşağı giderken, iyileşmeler ancak yüzde 10'larda kalmış. 16 yılda toplam 5 büyük güven bunalımı ve kriz yaşamış reel sektör. Yani her üç yıla bir kriz düşüyor. Krizli, güven bunalımlarının yaşandığı dönemler normal dönemlerden daha fazla ve etkileri daha büyük. Savaşlara diyeceğimiz yok. Ama ekonomik krizlerin ipi kendi elimizde. 3 Sonuç- "Yaşamımızın kumaşı iyi ve kötüyle örülmüştür" Shakespeare n
|