İstanbul Erdoğan'ın kanatları altında...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bazı projelerini harekete geçirmek için mahalli seçimleri heyacanla bekleyen siyasilerin başında geliyor. Diğer parti liderlerinin ve kendi partisindeki bazı politikacıların aksine kafasında bir çok şeyi yerine oturtmuş olan Erdoğan, mahalli seçimlerin neticelenmesiyle harekete geçecek. Erdoğan'ın yapmak istediklerini merkezi ve mahalli atılımlar diye ikiye ayırmak mümkün. Hükümetin icraatlarında yeni stratejiler ve kabinenin yeniden dizayn edilmesine paralel olarak, Başbakan, başkanlığı döneminde yarım bıraktığı İstanbul projeleriyle yakından ilgilenecek. Hedefi ise İstanbul dünya kenti yapmak. AK Parti içindeki meraklı gözler ise Başbakan'ın seçim sonrası kime ne görev vereceğine odaklanmış durumda. Gürtuna dönemini yok sayan Erdoğan, özellikle Kadir Topbaş'ı belediye başkan adayı, ilkkez benim süpriz aday olarak duyurduğum Tuzla Belediye Başkanı İdris Güllüce'yi de ikinci adam pozisyonuyla icracı olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne düşünmesi yarım bıraktığı projelerine kaldığı yerden devam edeceğine işaret ediyor. Hatta Başbakan bu mahalli seçimlerle İstanbul'a yeniden geri dönüyor. diyebiliriz.
Denktaş, Ağar, Baykal zam Mahalli seçimlerin bir özelliği de sağda ve soldaki bölünmüşlüğün nereye gideceğine dair ip ucu vermesi olacak. Sağda Doğru Yol Partisi (DYP) Mehmet Ağar'la bir çıkış yapabilirse Baykal'ın görünmeyen muhaletfetini belki de el değiştirecek. Ayrıca, sağda toparlanmaya çalışan ANAP ve DYP arasındaki adres daha da netleşecek. Ancak, AK Parti'nin yüksek oy potansiyeline ulaşması halinde soldaki tartışmanın önünü ne Baykal ne de mevcut liderler kesebilir. Sol cenahta yeni oluşumlar kaçınılmaz olacak. Ana muhalefetin gerçek lideri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Denktaş'a gelince; onun asıl amacını Kıbrıs meselesinden öteye Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne (AB) taşıyacak yollarda engel çıkarmak olarak özetlemek gerekir. Çözümsüzlük üzerine felsefi çalışmaları olan Denktaş'ı çözüme razı etmekle, ölümünü istemek arasında fark olmadığı iyice netlik kazandı. Seçim sonrasına yönelik kimsede zam beklentisi yok. Fikrini aldığım bir çok işadamı da benzeri kanaatlere sahip. Fakat iş dünyasının bazı kesimlerindeki durgunluk henüz aşılmış değil. Zamdan, ziyade ticari hayatın seçim sonrasında nasıl hareketleneceği merak konusu.
Gettoda seçim Seçimler yaklaştıkça kapımıza kadar gelen ziyaretçilerin trafiği de atraksiyonları da hızlandı. Ama benim yaşadığım site bir belde başkanlığına bağlı ve getto gibi. Tecrübeyle sabit belediyenin siteye müdahele etmesi, gettoyu kırıp sorunlarımıza sahip çıkması söz konusu bile değil. Büyükçekmece Yakuplu Beldesi'nde Enver Ören'in yaptırıp elini çekmediği, başına da 'Tekin olmayan' adamlarını koyduğu İhlas Marmara Sitesi'nde asıl güç el atından, kimsenin ruhun duymadan yapılan seçimlerle 3 bin daireye hükmeden Enver Abi'nin İhlaslı adamlarında. Anlaşılacağı gibi burda bir krallık var ve mahalli seçimler bir şey ifade etmiyor. Kapımıza bırakılan Türkiye Gazetesi'nin 4 sayfasında ise Yakuplu Beldesi ANAP Adayı'na özel renkli yarım sayfa ayrılmış. Büyükşehir Belediye Başkanı'na değil, belde başkanına olan İhlaslı bu ilgiyi feraset sahipleri anlaşmıştır. Site sakinlerinin katılımıyla oluşması gereken sitenin yönetiminden Enver Abi yöntemini bulup elini çekmeyecek. Aynı beldedeki ikinci kısım İhlas Sitesi'yle birlikte büyük rant alanı burası. Mal sahiplerinin onaylamadıkları yeni işyeri projeleri, ortak kullanım bölgeleri ve yeşil alanlara yönelik düzmece hesaplar söz konusu. Belki de İhlas Finans Kurumu (İFK) mağdurlarına şu mesaj verilmek istenmiştir; 'Bu siteyi istediğimiz bir belediye başkan adayı ile yönetirsek, batırdığımız paraları ödeyecek kaynağı temin ederiz.'
|