| |
Başkanını seçemeyen ilçeler de var
Seçmen, tercihini neye göre belirliyor? Adayların projelerine, vaatlerine bakarak mı? Zannetmiyorum.. Seçim vaatlerinin 'seçim vaadi' olarak kaldığını artık herkes öğrendi.. Politikanın temel kuralı oldu.. Adaylar bol keseden atar, tutar.. Seçilenin ayakları, yaşamın gerçekleriyle yüzleşince yere basar.. Çoğu zaman söylediklerinin yapılamaz olduğunu görür.. Gerçek buysa, seçmen tercihini neye göre yapıyor? En önemli faktörlerden biri, adayı tanıması.. Diğeri ise parti tercihini çok önceden yapması.. Genel seçimlerde ise adaylar tamamen devredışı kalıyor.. Kimse onların kim olduğuna dönüp bakmıyor bile.. Örnek mi? 1999 seçimlerinde DSP'nin aldığı oy.. Adaylar mektupla başvurup Ecevitler tarafından seçildi.. Seçimden sonra Ankara'da toplandıklarında Ecevitler bile milletvekillerinin büyük çoğunluğunu tanımıyordu.. İsimlerini bile bilmiyorlardı.. Uzun süre tanışma toplantıları yapıldı.. Yerel seçimler biraz daha farklı.. Küçük yerleşim yerlerinde adayla seçmenin yüz yüze temas imkânı var.. Ama yine de belirleyici faktör parti oluyor.. Örnek mi? Güneydoğu'da aday kim olursa olsun oylar SHP'ye gidecek.. Çünkü SHP demek DEHAP demek.. Mersin, Adana, Ankara ve İstanbul gibi illerde de Kürt kökenliler SHP'ye oy verecek.. Bu belli.. AKP'nin de güçlü olduğu, blok oy alacağı yerler belli.. Bu seçimde belirsiz olan şu.. ANAP, CHP ve DYP'li diye nitelediğimiz seçmenin ne tür davranış sergileyeceği merak ediliyor.. Eski partisinde ısrar mı edecek, kendine yeni bir kulvar mı seçecek, yoksa sandığa gitmeyecek mi? Örneğin eski ANAP'lılar ne yapacak? Bakırköy'ü ele alalım.. Bakırköy çok uzun yıllardır ANAP'ın kalesi oldu.. Yerel seçimlerde büyük farkla belediye başkanlığını kazandı.. 3 Kasım'da rüzgâr CHP'ye döndü.. 28 Mart'ta ne olacağı bilinmiyor.. Beşiktaş da Bakırköy gibi benzer özellik taşıyan bir ilçe.. Levent, Ulus, Etiler oylarının hem rengi hem de katılma oranı çok önemli.. Hem bu ilçelerde hem Türkiye çapında katılım oranı düşük olursa 'partisiz seçmen' kitlesi kök salacak.. 3 Kasım'ın sağlaması yapılacak.. Çünkü 3 Kasım'da 9 milyon kişi sandığa bile gitmedi.. İstanbul'da kendine özgü ilçeler de var.. Beyoğlu ve Eminönü.. Bu iki ilçede de binlerce işyeri var.. Milyonlarca kişi gününü buralarda geçiriyor.. Bu insanlar belediyelerden hizmet alıyor, hizmet bekliyor.. Ama kendi başkanlarını seçemiyorlar.. Günlerinin büyük bölümünü geçirdikleri, geçimlerini sağladıkları ilçeye hükmedemiyorlar.. Örneğin Eminönü Belediye Başkanı'nı 35 bin kişi seçiyor.. Adamın işyeri var.. Belediye ile bağlantılı, hizmet alıyor, hizmet bekliyor ama oy veremiyor.. 'Sen burada oturmuyorsun' diyorlar.. Adam 'Oturmuyorum ama yaşıyorum' dese de dinleyen olmuyor.. Buradan çıkacak oyların rengi de esnafın tercihini yansıtmayacak.. Esnaf davranışı konusunda veri oluşturmayacak..
|