| |
İyi ve kötü senaryolar..
Öncelikle şunu belirtelim.. Denktaş ve Papandreu ne kadar çekiştirirlerse çekiştirsinler, Annan Planı'nın genel dengelerini, oturduğu ekseni değiştiremeyecekler.. Ankara ve Atina'nın katılımıyla veya zorlamasıyla bazı noktalarda anlaşma sağlanır, her iki taraf da bazı taleplerini kabul ettirebilir.. Ama hepsi bu.. Sonunda plan iki halkın da onayına sunulacak.. Yani referandum kaçınılmaz.. Peki referandumdan ne sonuç çıkar? Bu pazar bir kaç senaryo üzerinde fikir jimnastiği yapalım.. Birinci senaryodan başlayalım.. Rum tarafı 'evet', Türk tarafı 'hayır' der.. Türkiye'yi de KKTC'yi de bekleyen en kötü sonuç bu olur.. Kıbrıs, Türkiye'nin AB sürecinin önüne büyük bir engel olarak oturur.. KKTC dünyadan tamamen izole edilir.. Yalnızlığa itilir.. Ada'daki umutsuzluk, işsizlik, gelecek endişesi sosyal çalkantılara zemin hazırlar.. Türkiye'den gönderilen para ile ayakta kalmaya çalışan KKTC ekonomisi resmen çöker.. Çünkü Kuzey 30 yıldır ne tarım ne denizcilik ne de turizm konusunda bir adım atabildi.. Devletten geçinenler ordusu yaratıldı.. Sadece bürokrasi kuruldu.. Ankara para göndermese çark durur.. İkinci senaryoya geçelim.. Rum tarafı 'hayır', Türk tarafı 'evet' der.. Böyle bir durumda Güney yine AB'ye girer ama İngiltere Dışişleri Bakanı'nın altını çizdiği gibi Kıbrıs'ı temsil edemez.. Resmen olmasa bile AB, KKTC'yi fiilen tanımak zorunda kalır.. İster istemez AB-KKTC ilişkileri gelişmeye başlar.. Belki iki ayrı devletin gerçek çözüm olduğu sonucuna varılır.. Gelişmeler bunu zorlar.. Bu bir günde olacak şey değil.. Kıbrıslı Türkler'i yine zorlu, uzun, sıkıntılı bir dönem bekliyor demektir.. Tabii AB'nin Rumlar'ı 'evet'demeye zorlama, ikinci kez referanduma götürme olasılığı da var.. Bu senaryo kimine göre kötünün iyisi, kimine göre de çözümden daha iyi.. Çünkü onlara göre KKTC hem varlığını sürdürecek hem de planı kabul ederek olumlu puan alacak.. Ben de kötünün iyisi olarak düşünenlerdenim.. KKTC'nin bağımsız bir devlet olarak kabul edilerek AB kapısının açılmasını aşırı iyimser senaryo olarak görüyorum.. Peki iyinin iyisi ne? Annan Planı üzerinde mutabakat sağlanması.. Her iki kesimin de 'evet' diyerek 1 Mayıs'ta AB'ye üye olmaları.. 1 Mayıs sonrası kolay bir süreç yaşanmayacak.. Ama iki halkın yeniden temasıyla, sorunların daha kolay aşılacağını düşünüyorum.. Son olasılık.. İki taraf da 'hayır' derse.. Görünen o ki bundan kârlı çıkan Rumlar olur.. 1 Mayıs'ta her olasılıkta AB'ye girecek olan onlar.. 'Bakın Türkler de kabul etmedi, çözüme yanaşmadılar' diye söyleyecek sözleri olur.. Dönüp kendilerine bakmak yerine AB zemininde Kıbrıslı Türkler'i suçlamaya devam ederler.. Çünkü sırtları daha da sağlamlaşacak..
|