İşte böyle, hem nalına hem mıhına!
İspanya'da 200 kişiyi öldüren bombaların ardından, "Hem nalına hem mıhına bir öfke" başlığı altında... Hem terörün kör şiddetine hem de başta ABD, kimi devletlerin başkalarına nizam verme amaçlı şiddetine eş anlı bir tepki gerektiği yazılıydı. En azından, 200 insanını yitiren İspanyollar böyle bir tepki verdi. Onlar, meydanlara yüz binlerle dökülerek ABD'nin savaşını ve hükümetlerinin katılımını protesto etmişti. 11 Mart katliamından sonra yine yüz binlerle sokaktaydılar. Ve üç gün sonra sandığa gittiklerinde... Çoğunlukla karşı oldukları savaşa kendilerini sürükleyen... 11 Mart terörünü kendi çıkarına yontmak, yalanlarla hedef şaşırtmak isteyen iktidarı gömdüler. O kadar ki, tüm korku, dehşet, yılgınlık bulutlarına rağmen, seçime katılma oranı bile yüzde 69.9'dan yüzde 77.4'e yükselmişti.
*** 11 Mart'ta anketlerde önde görünen merkez sağ "Halkçı Parti" iktidarı, üç gün sonra, oyları 7 puan gerilemiş, parlamentoda 183 sandalyesinden en az 35'ini yitirmiş ve yerini 8 yıl sonra Sosyalist Parti'ye terk etmiş olarak çıktı. "Bush ve Blair yalanları"yla inşa edilmiş bir savaş ve işgale katılma kararı... "Madrid'i de Bağdat kılan" terörün ardından, hükümetin yeni yalanlarıyla bezenmek istenmişti. "Teröre karşı savaş"a katılan İspanyol hükümeti, bu kez "savaşa karşı terör"ün kaynağını gizleyip "ETA" yalanıyla seçim kazanmak istemişti. "Ölülerimiz bize gerçeği öğrenme hakkını veriyor... Sizin savaşınız, bizim cesetlerimiz" diyen bir halk, yalanlarla tezgahlanan "Enformasyon darbesi"ne geçit vermedi... "Yaza kadar komuta Birleşmiş Milletler'e geçmezse, Irak'taki 1300 askerimizi çekeceğiz" diyen... İspanya'yı Bush cinnetinin yörüngesinden çıkararak Avrupa hattına çekmek isteyen Sosyalistler kazandı.
*** İspanya'da üç günde iktidar deviren silkiniş, emin olun orada kalmayacak. Maalesef... "Terör" başka ülkelerde sadece can almakla kalmıyor, oradaki siyasi seyri de etkiliyor. Artık Bush zihniyetinin tahakkümü ile kan kardeş hale gelen "vahşi terör", insanları sadece "teröre karşı" değil, o zihniyete karşı da, madalyonun iki yüzüne karşı da daha çok birleştiriyor. İspanyolların üç günde tahkim ettiği, "hem teröre karşı, hem de onu bahane edip tahakküm uygulayanlara karşı" tavır... Yani, "Hem nalına, hem mıhına bir öfke", İngiltere ve ABD de dahil, daha kapsamlı bir ortak bilince dönüşecek. İspanya'da, sadece Başbakan Aznar ile halefi Rajoy kaybetmedi... Dünyanın, "Büyük Ortadoğu"nun, terörün "Buşumsu" algılanışı da ciddi bir mevzi yitirdi. "Sizin savaşınız, bizim cesetlerimiz" sloganı, İspanya sınırları içinde kalmayacak... Başta Avrupa, oradan İspanyolca konuşan dünyada, Latin Amerika'da da yankılanacak. Muhteris Amerikan İmparatorluğu projesinin, Irak ve Afganistan'la kalmayan, kah Gürcistan'da, kah Suriye'de sırıtan çirkin yüzü ile terörün vahşi sureti giderek daha çok birbirinin kan kardeşi olarak görülecek.
*** Yerli halkları katlederek "Amerika'yı keşfeden" İspanyollar... Belki de, 512 yıl sonra, dünyanın sağduyusu, "hem nalına hem mıhına öfke"si adına, "yerli halklarla oynayan bu Amerika"yı keşfederek, "İspanya'daki ABD"yi sandıkta püskürterek öncülük almış olacaklar.
Not: Gaziantep'te haberini beğenmediği yerel gazeteyi kürsüde yırtan Bakan Kürşad Tüzmen, bu çirkin gösterisiyle basın tarihine geçti... "Fişleme kabahati komutan olarak benimdir" demeye getiren Genelkurmay Başkanı Özkök, bunu her ne kadar hükümetin dışlandığı bir mekanda söylemişse de, önemli bir adım attı. Asıl önemli adım, "kabahat"in kaynağının ortaya çıkması olacak.
|