| |
|
|
Tek derdim ask!..
Sevgi'nin Günlüğü
Aşk'ta Her Şey Mümkün mü? Yaş, iş, çevre çok mu önemli? Gönül, tutup da yirmi-otuz yaş büyüğüne konamaz mı? Hadi kondu diyelim, analarımızın tabiriyle bunun "sonu yok" mu?. Sonu büyük ihtimalle Karacaahmet'tir, en azından yeri bellidir. Hercai, vurdumduymaz, futbol ve arabadan başka bir şeyden anlamayan tüysüzlere katlanmaktan bin kat iyidir. Yok yok ben erkeğin cinini severim, gözlerinden ateş fışkıracak ama biraz da edelelisi (Hıncal'ın notu: Bu genç kız argosunda adaleli demekmiş) fena olmaz hani. Tabii tecrübenin dayanılmaz cazibesini de unutmamak lazım. Kendinden emin, başarılı, esprili, eğitici bir erkek ne kadar da çekici. E kızım Sevgi, olgun ve dolgun bir öğretmen arıyorsan buyur üniversiteye geri dön. Orada onlarca var, hem de haftada 5 gün! Ama hiçbiri Jack değil unutma! Bütün bu zırvalamalarımın sebebi adam; Jack Nicholson ve film; Aşk'ta Her Şey Mümkün. Filmde Jack altmış üç yaşında ancak otuz yaşın üzerinde muhatap aldığı tek kadın annesi. Kariyer, para, cazibe, muzırlık on numara. Baba hadiseyi çözmüş, çıtırların kitabını yazmış. Aile, gelecek, vs adamı ölmeden mezara koyan laflar. Diane Keaton da Jack'in ağına düştü düşecek bir kızın annesi. Jack'e kalp krizi gelir, çıtır uzar ve koca- bebek bakıcılığı Diane'e kalır. Sen nasıl bir yaratıksın Jack Abi? Senin gibi beş tane adam olsa İstanbul'un delikanlıları kendilerini kestirmeden Boğaz'a dökerler. Aslında kime ne? Alan memnun, satan memnun. Keşke herkes hayata böylesine bağlı, böylesine canlı olsa. Tabii gelecekteki kocam hariç. Elli yaşıma gelince kocam çıtıra gitsin de ben ona canlılığı gösteririm. Neyse.. Finalde Diane tüm çektiklerine rağmen, Jack'le mutlu aile resmini çizer. Olan gül gibi edeleli Keanu Reeves'e olur. Asil ve yakışıklı Keanu "Aşıkların arasına girmem" der. Sevgi'nin kalbi cızz-bızz eder. Bu devirde, bu çocuk kaçar mıydı be abla? Sinemadan kafamda bin bir türlü düşünceyle çıktım, tam Vali Konağı'na döndüm... "Türk kahvesi içene bedava fal." Budur! Tüm planlar belirsiz bir vakte kadar iptal edilmiştir. Uygun adım ileri! Symbol Cafe'ye fal baktırmak hem terapidir hem de hayal gücünü genişletmeye bire bir. Sıramı beklerken yan masama liseli bir kız oturdu. Zaman böyle dolmaz, Sevgi'nin çenesi durmaz! Başladım soru bombardımanına. Öyle tatlı ki, on altı yaşındaymış. İmdaattt! Sekiz yaş büyüğüm... Garson hüzünlü halime dayanamayıp "Yok valla taş çatlasa yirmi duruyorsunuz" avutmalarına yükleniyor. Kızla nasıl diyalog kuracağımı öyle iyi biliyorum ki, çıtır avucumda, bana bayıldı. Yeni idolüyüm derrmiş*** m. Ve ampul yandı; Jack de bu yüzden genç kızları seviyordu, ne yapacağını, ne tepki alacağını biliyordu. Yani risk yok, stres yok, yazan-yöneten kendisi. Ah seni yaramaz Jack! Sıra bende. Falcı Özkan karşımda, derin derin gözlerime bakıyor. Beynimi mi okuyacak ne?. Dakika bir gol bir, öyle laflar etti ki. Salya sümük vaziyetleri, koptum. Özkan psikoloji okumuş. Acayip damardan bir abi. "Senin tek derdin aşk" dedi. Elbette ki aşk! İş olsa Hıncalıma, aile olsa anama, kilo olsa liposuction'a giderdim. Seninki de laf... sevgunluk@yahoo.com
|