| |
|
|
Rusya'dan sevgilerle.. Ve de yeni dostlarla..
Sadri Alışık Tiyatrosu'ndaki galada yanımda oturan Gencay Hanım (Gürün) kulağıma eğildi, perde arasında.. "Ne seyrettin Bolşoy'da.. Yazının devamında heyecanla bekledim, ama yoktu" dedi.. "Seyrettiğim hiç önemli değildi ki, Gencay Hanım" dedim. "Benim için önemli olan, yıllar yıllar sonra, nihayet, ilk defa, hayatımda ilk defa balenin mabedinde olmaktı.. Salona adımımı atar atmaz, duyduklarım, hissettiklerim beni alıp öylesine bir rüya alemine götürmüştü ki, başka şey düşünemez oldum.. Bu duygularımı en iyi yansıtabilmek için zaten, o yazımda, seyrettiğim baleden söz etmedim.. Önemli olan o salondu.. O rüya alemi salon.." Sonra anlattım, La Sylphide'i seyrettiğimi.. Klasik balenin en güzel örneklerindendir ama Fransız balesidir, Sylphide.. Ben şimdi Bolşoy'da bir Rus klasiği peşindeyim.. Bir Çaykovski mesela.. Kuğu Gölü mesela.. Bolşoy'a 24 yılda ulaştık. Kuğu Gölü?.. Kimbilir?.. 40 yıl falan oluyor.. Hasta yatıyorum evde.. Uzun da sürdü.. Kurthan Hoca (O zaman Hoca falan değil.. Tüllap!..) okuyum diye bir kitapla geldi.. İngilizce.. Adı da From Russia with Love!.. Rusya'dan Sevgilerle.. O zaman "Rus" demek yürek ister.. Roman İan Fleming'in.. James Bond.. Rusların canına okuyan James Bond.. Ama Kurthan Hoca'nın içerikle alakası yok.. Onun için adı yeterli.. Hızlı gomonist ya.. "Rusya'dan Sevgilerle" diyor ya, yeter.. Şimdi, ben Rusya'dan gerçekten sevgiler ve teşekkürlerle dönüyorum.. Bugüne dek pek çok davet alıp yurt dışına çıktım.. Ama bu kadar içten, bu kadar yakın, bu kadar özenli ve bu kadar güzel ağırlandığımı hatırlamıyorum.. Abartmıyorum, Moskova'da kendimi yer yer Rus Çarı gibi hissettiğim oldu.. Mesela, kapanış gecesi galasında.. Hani o lobisindeki mekanik horozu ile ünlü Narodna bilmem ne oteli.. Yani Uluslar daha doğrusu Halklar arası diye çevrilebilir. Orada bir kokteyl.. Herkes ayakta.. Ben iki saat yürürüm de, iki dakika ayakta dikilemem.. Bel fıtığı işte.. Şov başlayacak.. Birbirinden güzel Slav kızlarının revüsü.. Birden nerden çıktığı belli olmayan bir koltuk havalarda uçarak geldi.. "Buyur" edildim.. Rahatsızlığımın hissedilmesi.. Hemen çözüm bulunması.. Sahneye bakın.. Ortada birbirinden dilber, birbirinden soyunuk beş huri dans ediyor. Etraf çepeçevre ayakta izleyenlerle dolu.. Tam merkezde bir tek ben, koltukta oturmuşum.. Deli Petro olsaydı burada, daha farklı ne itibar görürdü ki?.. Davetin sahipleri Korhan ve Sevgi Yazgan.. Ayşe ve beni kollamakla görevli olanlar ise, Ayşıl Kadıoğlu ve Faik Erdemli.. Bakın özet vereyim mi?.. Rusya'dan dört yeni dostla döndüm.. İlk işim onları bu defa İstanbul'da ağırlamak olacak.. Moskova'yı sizlere biraz daha anlatacağım.. Yarın.. Ayşe Arman'ı merak ediyorsunuz değil mi?.. O da merak ediyordur.. Biraz daha edecek.. Ayşe ile Moskova ve ötesini, özellikle de ötesini pazara yazacağım..
|