| |
|
|
Fatih Terim'in 'Kara Perşembe'si..
Perşembe gecesi aradım Fatih Terim'i.. İspanya'da istifa işaretleri veren bir konuşma yapmıştı. O gün akşamüzeri de başkanla konuşması bekleniyordu. Neler olup bittiğini merak ediyordum.. "Ne konuştunuz" dedim.. "Daha konuşmadık" dedi.. "Hocam" dedim.. "İspanya'da yaptığın konuşmayı sana yakıştıramadım.. Ne demek bırakıp gitmek.. Sen Galatasaray'ı yeni zaferlere taşımak sözü ile geldin. Bu sözünü tutmadan, hem de tam işler kötü giderken bırakıp kaçmak Fatih Terim'e yakışır mı?." "Kaçmıyorum ki" dedi.. "Alınan sonuçlar yüzünden yönetim üzerinde baskılar var. Üstelik önümüz kongre.. Galatasaray yenilenecekse, yeni yöneticileri antrenör konusunda da özgür bırakmak benim prensibim.." "O zaman bunu çok daha açık, çok daha net ifadelerle belirtmen gerek. Medyada kaçıyormuşsun havası var" dedim.. "Yarın her şeyi açık seçik ortaya koyarım" dedi.. "Ben Galatasaraylıyım.. Galatasaray'a hizmet için varım ve dimdik ayaktayım.. Karar yönetimin olacaktır. Ben onları serbest bırakıyorum sadece.." "Hocam" dedim, "İstersen cevap verme.. Ama verirsen eğer, yüreğin ne diyorsa aynen onu söyle.. Özhan Canaydın'a ne kadar güveniyorsun?.." Tarihe geçecek bir yanıt verdi, Terim.. Bir felsefe, bir ahlak dersi.. "Güvenin yüzde 99'u olmaz.. Ya yüzde 100 güvenirsin.. Ya da hiç.." Yanıtı almıştım. Telefonu kapadım.. Yarım saat geçti geçmedi, bu defa hoca aradı.. "Az önce Başkanla oturduk.. Çok kısa bir konuşma oldu.. Ona dört öneri sundum.. Hemen burada işi bitirmek ve odadan istifa etmiş olarak çıkmak.. Kongre öncesi istifa etmek.. Sezon sonunda bitirmek.. Ve dördüncüsü.. Kalıp birlikte savaşa devam etmek.. 'Sen ne dersin hoca' dedi.. 'Başkan' dedim, 'Önerilerim bu yanıtınla şu andan itibaren üçe düşmüştür..' Ve odadan çıktım.." Ben dost görüşmelerini yazmam ve konuşmam.. Ama bu konuşma önemliydi.. Ertesi gün Fatih Terim Florya'da medya karşısına çıkınca, başkana sunduğu öneri artık sadece üç alternatifli iken, o dördüncüyü de söyledi.. Söylemese, başkanın tezgahı işleyecek, Canaydın o poker suratında timsah gözyaşları ile "Ben hep arkasında olduğumu söyledim, ama ne yapalım, bıraktı gitti, karar onun" diyecek, tüm sorumluluğu Terim'e yükleyip sıyrılacak ve kongre öncesi puan toplama yolları arayacaktı. Terim, perşembe gecesi dördüncü şıkkın ortadan kalktığını bildiği halde cuma günü açıklamasını tam yapınca, Canaydın kazdığı kuyuya düştü ve pazar günü tribünler, Terim'e alkış tutarken Canaydın yuhalandı. Terim'i kullanıp başkan olan Canaydın'ın bu defa Terim'i sırtından vurup başkan kalma manevrasını, İmparator boşa çıkarmıştı.
|