İstanbul yarışında sona doğru
Aralık ayının ilk haftası İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için AK Parti'den aday adayı olanlar arasında sürpriz ismin Tuzla Belediye Başkanı İdris Güllüce olduğunu kaydetmiştim. Aradan geçen süre içinde Güllüce iyiden iyiye sürprizliğini ortaya koyarak, ismi en fazla telaffuz edilen isimlerden birisi haline geldi. Bu noktada gazetemiz Sabah'ta devreye girerek bizden yaklaşık bir ay sonra Ahmet Hakan'ın İdris Güllüce'ye vurgu yapan yazısını manşete taşıdı. Güllüce'yi ilk defa kamuoyuna duyuran birisi olarak bu haberin birinci sayfadan ilan edilmesinden zevk aldım. Ancak Hıncal Uluç'un aynı bilgiyi Ahmet Hakan'dan önce gazetenin yazı işlerine iletmesine rağmen, haber yapılmamasını eleştirdiği yazısına da bir cevap olarak, 2003 Aralık ayının ilk haftasındaki yazıma gitmesinin faydalı olacağını not etmeliyim. Şimdi; İdris Güllüce neden sürpriz aday olarak sıyrıldı? Onun şanslı kılan gerekçeler gelince... Son zamanlarda yaptığın görüşme ve temasların sonucu olarak, Ak Parti Milletvekilleri, MKYK üyeleri ve İstanbul'daki iş aleminin gözünde Güllüce'nin ayrı bir saygınlığı olduğunu söyleyebilirim. Ak Parti Genel Merkezi'ne yakınlığı, duruşu, entelektüel birikimi, sivil toplum kuruluşlarıyla olan diyalogu Güllüce'yi diğer adaylar arasında daha belirgin hale getiriyor. Tuzla Belediye Başkanlığı dönemindeki çalışmaları ise belediyecilik tecrübesine, İstanbul'u ve ihtiyaçlarını bilmesine kapı aralıyor ki, ikili temaslarında bir çok etkili ve yetkili zevat Güllüce'nin bu özelliğinden etkilenmiş görünüyor. Ak Parti hükümetinin İstanbul ile ilgili projelerini gerçekleştirebilecek, merkezi yönetim ile işbirliği ve uyum içerisinde çalışabilecek adaylar elbette var, ama parti genel merkezinin aradığı donanım, yetenek, çalışkanlık, şaibesizlik ve dürüstlük gibi kalemlerde Güllüce'nin bir adım önde olduğu gelen haberler arasında. İstanbul'u Ak Parti adına kimin yönetmeye talip olacağını öğrenmemize çok kısa bir süre kaldı. Bakalım ipi kim, hangi özelliğiyle göğüsleyecek. TOBB defteri kapanmadı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) hakkında yazdıklarımızın üzerine yan gelip yatmış değiliz. Herkesin evini toparlamaya çalıştığı bu atmosferde, TOBB'un bu konularda neler yaptığını, iştiraklerini, arka bahçesi konumundaki dolapları hangi suyla ve ne amaçla döndürdüğü halen daha merak-ı mucibim olmaktan çıkmadı. TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıkloğlu anlaşılan kötü bir zamanda, hazırlıksız olarak böylesine yazılara muhatap oldu. Hisarcıkoğlu'ndan minderin dışına kaçmayan, başkasının elleriyle yazılmış yazılar değil, doğru dürüst cevap bekliyorum. Başkalarına yol göstermek, yabancı heyetlere Türkiye adına akıl vermenin hoşluğu kadar, TOBB'un amacı dışına çıkması gibi bir boşluğu ve nahoşluğu söz konusu. Oda seçimlerinin Avrupa Birliği uyum yasalarına takılarak sarkıtılması, gereğinden fazla başka işleri bulaşma, zorla üyelikle gelen sultanlık gibi başkanlıklar, sandık oyunları sizce bir cevap gerektirmez mi? Sayın Hisarcıklıoğlu....
|