|
|
Elazığ'da dört sağ, solu sayma.
28 Mart'a doğru Sabah'ın yazı ve haber kadrosunun seçim bölgelerini tarama programında uhdeme Elazığ ve Urfa'nın nabzını yoklama görevi düşünce yeni bir deney heyecanıyla yola koyuldum. Yenilik, ortada hemen herkesçe 'mutlak favori' sayılan bir partinin bulunmasından kaynaklanıyordu. Yaklaşık 30 yıldır seçim maceralarımıza -şu veya bu konumda- yakından tanıklık eden biri olarak tek parti lehine böylesi bir rüzgârın estiğini görmüş değilim.. 1984 mahalli seçimlerine girerken Özal'lı ANAP'ın yakaladığı rüzgâr bile - özel mukayese yöntemlerime göre- bu şiddette esmiyordu. Böyle bir havada Elazığ'ın - önceden de az çok bilinenfarklı rekabet şartlarını yerinde gözleyip değerlendirmeye çalıştım. Bölgeyi çok iyi tanıyan Sabah muhabirleri Zülfikar Ali Aydın ve Erhan Doğan'la birlikte Elazığ temsilcimiz Erkan Köse'nin yaptığı program sayesinde olabildiğince hızlı ve yoğun bir temas zincirinden sonra, gelmeden önce tahmin ettiğimden daha çekişmeli bir yarış yaşanacağı kanaatine vardım. Hiç tereddütsüz burada da genel Erdoğan rüzgârı esiyor ama rekabetin sönük geçmesine yol açacak şiddette değil. Hatta iktidarın en fazla zorlanacağı, önemli merkezlerden biri Elazığ.. Yalnız bu yüksek yoğunluklu rekabette 'belden aşağı' vuruş yok gibi.. Özel sohbetlerde suçlama ve karalama eksik olmuyor ama yerel medya ile halka yansıyan yönüyle adaylar arası mücadelede belli bir düzey korunuyor. Bununla birlikte seçimin gerçek anlamda 'yerel' geçtiğini söylemek de zor. Çünkü insanların çok azı, adayların kente yönelik somut tasarılarıyla ilgileniyor. Çoğunluk genel siyasi yargılar ve özel ilgiler çerçevesinde adayları tartışıp mukayese ediyor. Rekabeti renklendiren adayların dördünün de sağ partilere mensup olması, Elazığ'ın farklı gerçeklerinden biri. Bir kere bu şehrimiz, bilindiği üzere DYP'nin en güçlü olduğu seçim alanı.. Bağımsız aday olarak Elazığ milletvekili seçilen Ağar'a şimdi bir de 'Genel Başkan' sıfatının kazandırdığı 'artı vefa' gündemde. Bu, bir zamanlar Mesut Yılmaz'ın Rizelilerden gördüğü özel desteği hatırlatıyor. Saadet Partisi de, iki dönemdir Elazığ'ı yöneten belediye başkanı ile üçüncü zafer için oldukça iddialı.. Ayrıca bu kentimizin önemli bir sandık gerçeği de, Palu ilçesinden olanların arasındaki geleneksel dayanışma.. Şehir merkezinde, Saadet Partisi adayı gibi Palu kökenli olan çok sayıda insan yaşıyor. Bir başka iddialı taraf ise MHP.. Elazığ'da her zaman güçlü bir tabana sahip bulunan MHP, Ağar'ın ilk bağımsız adaylığından bu yana sıkıntılı. Ancak bu defa, örgütü etrafında kenetleyen, dar gelirli kesimlerle sıcak ilişkiler kurabilen 'eski tüfek' adayları ile hayli umutlular. İktidar partisi ise Elazığ'da bu üç aday kadar, 'teşviksizlik' tepkisi ile de boğuşacak. Keban barajının getirisi kağıt üzerinde bu ilimize ait göründüğü için Milli Gelir'den fert başına düşen gelir itibariyle Elazığ'ın 'teşvik ligi'ne girememesi Adalet ve Kalkınma Partisi'ni sıkıntıya soktu. Ülke genelindeki rüzgarın yöreye de yansıttığı hissedilir esintiye rağmen sonuçtan emin görünmeyen iktidar partisi adayı bu yüzden Erdoğan'ın Elazığ'a geleceği günü iple çekiyor ve mutlaka özel bir müjde getirmesini bekliyor. Sol partiler için ise bu cephede yeni bir şey yok. Onlar da adeta bizim gibi; dört sağ partiden hangisinin yarışı kazanacağını merak ediyorlar. Yapabilecekleri en iyimser hesap, ülke genelindeki oy oranlarına bu çevreden de 'kayda değer' bir katkı sağlayabilmek..
|