Yeni Soğuk Savaş
ABD'nin yanında Irak Savaşı'na katılmamız gerektiğine ikna olup bu yolda mücadele veren muhafazakar siyasetçiler ile çoktan ikna olmuş gayr-ı muhafazakar aydınlar, şimdi de Büyük Ortadoğu Tasarısı hakkında müthiş heyecanlı söylemlerde bulunuyorlar. Onlara kalırsa yeni ABD'nin isteklerini yerine getirirsek ihya olduk demektir. - Ee hani Irak Savaşı'nda ABD'yi küstürürsek sonumuz gelmişti? Nasıl oldu da sonumuz geldiği halde yine parlak bir ufuk belirdi? Oraları karıştırmayacaksınız! Dün dündür, bugün de bugün! Böylece, parlak geleceğe ilişkin çağdaş bilimsel kehanetler ve sömürülme kaygılarımızı gideren hülyalı şarkılar döktürerek bizi irşat etmeye çalışıyorlar. Lakin kafamız bir türlü, ABD şahinliğinin bizim için ne kadar büyük iyilikler düşündüğünü almıyor ki! Yeni dünyanın 'yeni muhafazakar' kadroları insanlığa sağlık, bereket, afiyet, barış, esenlik ve demokrasi getirmek için ne muazzam bir uygarlık seferine soyunmuş ama bizde bunu idrak edecek vizyon yok ki!!! Allah bu yeteneği sadece siyaset dünyamızın yeni muhafazakarlarına ve bir de medyamızın gayr-ı muhafazakarlarına ihsan eylemiş.. Bunda da bir çelişki yok, cilve var. ABD şahinliği söz konusu olduğunda muhafazakar ile karşı muhafazakar bir elmanın iki yarısı gibi örtüşebiliyor! - İyi ki dünyamızda bu mübarek ABD şahinliği var!!! - Belki onların sayesinde 'Kıyamet' bile kopmaz!!! - Özellikle de 'Büyük Ortadoğu Tasarısı' sayesinde bütün insanlık sonsuza kadar huzur içinde yaşayacaktır!!! Acaba büyüklerimiz ve üstatlarımız 'Büyük Ortadoğu Tasarısı'nı neden bu kadar coşkulu savunuyorlar? Oysa ABD şahinliği dahi henüz o kadar coşkulu değil. Tabii ki tasarılarını gerçekleştirmeyi şiddetle istiyorlardır ama, Irak üstüne söyledikleri yalanlardan sonra dünyayı kolay kolay inandıramayacaklarını da biliyorlar. Bu yüzden de soğukkanlı davranmaya, hiç değilse öyle görünmeye çalışıyorlar. Zaten onların işi toplumlarla değil, liderleriyle.. Çok ateşli ve acul davranıp, ikna edilmiş liderleri kendi kamuoyu önünde zor duruma sokmayacak kadar da akıllılar. Hasılı, şahinliğin merkezinde olmayan heves bizim 'Büyük Ortadoğu' müjdecilerinde var. Bu coşku, ABD şahinliğinin tasarısına iman ettikleri için de olabilir, 'öyle icap ettiği için' de.. Ne var ki, Amerikan şahinliği bu soğukkanlı tutumuna rağmen, 'bölge ülkelerini iradesizleştirme' de diyebileceğimiz 'Büyük Ortadoğu Tasarısı'na can veren dinamiklerden birini hiç gizlemiyor: Petrol iştahı.. Kısa bir süre önce Nixon Center'de gerçekleştirilen 'Büyük Ortadoğu Tasası' ile ilgili bir toplantının resmi ve kamuya açık raporu bayağı bilgi verici nitelikte! Başlık da oldukça sade: ABD, Rusya ve Büyük Ortadoğu / Engeller ve Fırsatlar.. Herhalde toplantının amacı bu tasarı için Rusya'yı ikna etmek. Hemen istatistik verileri üzerinden savaş başlatılıyor! Doğrusu rakamlar da etkileyici: - Basra Körfezi dünyadaki petrol varlığının üçte ikisini içeriyor. Uzmanlara göre önümüzdeki 25 yıl içinde Körfez ülkelerinin petrol üretimi iki katına çıkacak.. (Dünyadaki toplam doğal gazın yüzde 35'i de burada.) ABD, Körfez petrol üretiminin yüzde 22'sini alıyor. Bu rakam ise ABD'nin kendi petrol ihtiyacının yüzde 11'ini oluşturuyor. (ABD bu miktarın yüzde 70'ini Suudi Arabistan, yüzde 20'sini Irak'tan, yüzde 10'unu da Kuveyt'ten alıyor.) Bu veriler kavga çıkarmaya yeter de, kavgayı azdırıp 'Büyük Ortadoğu' ölçeğinde sürdürmek zorunlu mu? İşte en azından görünürdeki makul (!) büyük savaş sebebi: - Öte yandan Avrupa'nın petrol ihtiyacının yüzde 27'si İran'dan karşılanıyor. Japonya'nın petrolünün yüzde 75'i de Basra Körfezi'nden sağlanıyor. Ya Çin?. Onun da eli mahkum! İhtiyacının yüzde 40'ını bu bölgeden gideriyor.. Bu ne demek? - Yarın benim ihtiyacım, Çin'e ve Japon'a o kadar petrol verilmemesini gerektirebilir. Öyleyse şimdiden kuyuların başına geçeyim! Kendi raporlarına göre 'Büyük Ortadoğu Tasarısı' biraz böyle bir şey.. Bu da insanlığın başına yeni bir bela örmek demektir. Bari altında daha çılgın ve daha sapkın bir gerekçe olmasa!
|